13 Nisan 2014 Pazar

Turkcell Geleceği Yazanlar Uygulama Maratonu - ( Yazamadı )

Merhaba . Bir önceki yazımda Turkcell in geleceği yazanlar uygulama maratonuna başvuru sürecini yazmıştım ve inş. kazanırım diyodum . Dularım ve CV'im tuttu ki kabul ettiler ve ilk olarak 26 saat sürecek etkinliğe katılmamız istendi .

Başvururken tek gitmek istemediğim için başkalarıyla grup olup birlikte gitmek istiyodum fakat başvuru sırasında herkesin cv sini istiyolardı ve bende de sadece kendi cv im var . Mecburen tek katıldım . Kabul edildikten sonra ufak bi mail trafiğiyle istediğimi grubuma alma bileti kazandım fakat öyle oldu böyle oldu derken yine tek gittim, keşke tek gitmeseydim.

Gittiğimde orda mezun olduğum okulda alt sınıftan birini gördüm ve sevindim . Tek sayılmazdım orda fakat tabii yakın bi arkadaşın yerini tutmuyo. İlk izlenimlerim çok güzeldi , mekan çok güzel ve ferah . Yemekler iyi , gruplar pro gibi yani ciddi ciddi hazırlanıp gelenler vardı . Ben bilg. kapıp gittim fakat orda herkeste bi kalem defter görünce utandım . "Heeeee bi de not almak lazım dimiiii " diye aklımdan geçti .

İlk sunum çok güzeldi Turkcell genel müdür yardımcısı konuştu . Turkcell ceo su Süreyya Ciliv katılmadı fakat video çekmiş onu gösterdiler . Vali Mutlu nun "aranızda olmak isterdim" ve "ben de ufakken teknolojiye meraklıydım" tarzında videosunu izlettiler . Zaten orda olmasını beklemiyodum fakat video ile bize hoşgeldiniz demesi çok hoşuma gitti .

Daha sonraki sunumlar biraz alakasız şeylerdi . Sağlık sektöründeki abimiz "biz mobile iş yapıyoruz ama kendimiz yapıyoruz , dışarıdan destek almıyoruz" . Doğa kolejindeki başka bi abimiz yine "işlerimizi in-house (çok kullandı bu kelimeyi) yapıyoruz , dışarıdan destek 0" temalı konuşma yaptılar . Tabii insan içinden sormadan edemiyo . Madem destek almıcaksınız , biz içeri giremicez niye içerisi çok güzel diyosun ??? Bizi kıskandırmaya falan mı kalkıyolardı acaba

Daha sonrasında speed networking denen olaya geçildi . Speed networking i isim olarak bilmiyodum fakat ne işe yaradığını biliyodum . İlk defa yapıcağım için de çok heyacanlıydım . Speed networking i kısaca tanımlamak gerekirse : "mentorlar oturuyo sen kısaca kendini anlatıon , sonra diğerine geçip aynı şeyi yapıon . Süre sınırı var (1.5 dk) " . Normalde 40 - 45 mentor olması lazımdı fakat benim olduğum zaman 20 tane vardı , diğerleri de ilerleyen saatlerde gelicekmiş . Ben yaklaşık 18 tanesiyle görüşebildim . İlk görüşmede zaman yetmio fakat ilerledikçe az kelimeyle kendini daha iyi anlatabiliyosun . Hatta bir mentorla görüşürken ilk saniyelerden sonra "biz o işi yapmıyoruz" dedi ve "heeeeeee" diye kaldım . 1.5 dk nın 30 sn sinde adam o işi yapmıyoruz diyince geri kalan zamanda South Park sessizliği oldu aramızda . Adam yalandan bişey arıyo gibi yaptı ben adama bakıyorum belki bişey der die derken allahtan zaman bitti de kurtulduk . Sen 1.5 dk da kendini anlatıyosun ama önündeki anlatamıyo . Onları bekliyosun ve 45 sn kafadan gidiyo zaten . Bi de arkadan gelen "bizim sıramız geldi" diyince bazı görüşmeler merhaba dan ileri gitmedi .

Görüşmelerin çoğundan güzel geri dönüşler aldım ama 40 kişi varken sadece 18 kişi ile görüştürmeleri de çok saçma oldu ve küstürdü biraz. Özellikle Murat Yener ve Muharrem Taç ile görüşmek için bekliyodum fakat Muharrem Taç ile görüşemedim çünkü sonradan geldi . Murat Yener ile görüşürken de "Merhaba ben Metin . Yaptıklarınızı ilgiyle takip ediyorum..." tarzı hayranlık cümlesi kurdum ve sonra birazcık projemi anlattım . Daha sonra o bana projeyle ilgili bişeyler söyledi fakat Murat Yener ile görüşme heyecanı olsa gerek ne dediğini hatırlamıyorum . En çok onunla görüşürken heyecanlandım ve bu maratonun bana en büyük katkısı Murat Yener ile görüşme oldu . Bi de mekanist sahibi projemle ilgilendi . O da hoşuma gitmişti

Sunum , görüşme , yemek derken iş projeleri hazırlamaya geldi . Mentor görüşmelerinden sonra bi mentor bizi seçicek ona göre proje şekillenicek sanıyodum fakat dediklerine göre biz projeyi bi temellendiricez sonra mentorlara sunum yapıcaz ve öyle bizi seçiceklermiş . Yani bi anlamda biz projeye başlıcaz onlar "olmamış , şöyle yap" diyecek ve biz gece boşu boşuna çalışmış olucaz . Bunu duyduğumda ortamdan ve maratondan soğudum . O kadar speed networking den sonra bunu duymak çok saçma oldu . Adamlar daha az önce dinledikleri adamların projelerini hatırlamazken diğer günü projeyi seçicek , çok saçma .

Başka bi saçma olay ise seçilenler ve seçilme tarzları . Maratonda galiba kardelenler falan wardı yani o zaman twitter paylaşımlarına bakarak kardelenleri seçtikleri görülüyodu . Bu kabul edilebilir ve mantıklı fakat seçim kesinlikle adil değildi . Sanırım indir.com un da yakın zamanda uygulama geliştirme maratonu varmış ve Turkcell le pişti olmuşlar . Turkcell de "geleceği yazanlar projesi çok güzel. Bak kullanan herkez 0 dan uygulama yapıyo" izlenimi vermek için daha önceden uygulama geliştirmiş ve store larda uygulaması olan kişileri seçmişler . Yani 0 dan yetiştirdiklerini değil de daha önceden bilgisi olan ve 6 hafta sonunda uygulama çıkarma garantisi olanları seçmişler .

Maratona yaklaşık 600 kişi vaşvurmuş 185 kişi (60 grup) seçmişler . Bu 185 kod yazma maratonunda en büyük rakammış  ve bu da demek oluyo ki 60 uygulama çıkıcak ve Türkiye geneli rekor kırıcaklar. 60 uygulama çıkıcak diyolar çünkü zaten bu 60 grubun uygulaması war , +1 uygulama niye olmasın . Bence yapılması gereken sitede çok vakit geçirip çok emek harcayanları seçmek olmalıydı . Ben sitede toplam 3 saatimi geçirmedim  ve başvururken projeme de çok genel şeyler yazdım . Bi proje söylemedim bile sayılır .  Android + IOS testlerini başarıyla geçtim ama derslerine bakmadım bile . Bi de katılanlardan bi grup "Microsoft dreampark" a katılmış . Yani ödül avcısı sayılabilicek cinsten . Bir diğer ödül avcıları ise takım elbiseliler :) .  Katılanların %99 u genç ve kot - t-shirt giyinirken abilerimiz sanırım iş yerinden gelmiş olucaklar ki takım ile gelmişlerdi ve her hallerinden bu işi yaptıkları bellii . Yani 1. ,  2.  , 3. belli 4. , 5. kim olucak yarışması gibi bişeydi .

Bütün bunları gördükten sonra 6 hafta boyunca reklam malzemesi olarak , kendimi yıpratarak , şansa gıcık bi mentora denk gelerek geçireceğime baştan bırakayım dedim ve mentor görüşmelerinden 1-2 saat sonra kalsam mı gitsem mi vicdani hesaplaşmadan sonra gitme kararı aldım ve çıktım ordan . Bana ordan kalan tek şey kullanışsız bi yaka kartı oldu . Bu kartla ne giriş yapabiliyosun ne çıkış , sadece isimmim yazıyo . Bi de t-shirt wardı fakat şansızlığım yüzünden alamadım onu

6 hafta sonunda umarım güzel projeler çıkar ve ödül avcıları harici gruplar ödülleri kazanır ve umarım sadece Turkcell in reklam malzemesi olmazlar .

Düşünsene 6 hafta sonunda kendini gereksiz yıpratmadan proje çıkarıyosun ve hakkını doğru dürüst alıyosun .



14 Mart 2014 Cuma

Turkcell Gelecegi Yazanlar Tecrübem


Merhaba . Uzun zamandan sonra yazıcak bişeyim var artık . Sanırım ilk açıldığından beri Turkcell in gelecegi yazanlar sitesine üye oldum ve üye olurken 1-2 sıkıntı yaşamıştım ama kolayca aşmıştım . Site temel olarak 3 büyük mobil işletim sistemi ile ilgili yazılım dersleri veriyo ve sonunda kavrayıp kavrayamadığımızı anlamak için sınav yapıyo

Ben de bilgilerime ve tecrübelerime güvenerek derslere bakmadan sınavlara girdim .  Android , IOS , Windows phone sınavlarından ilk olarka IOS sınavına girdim ve nasıl diye bir bakim dedim . 4 sınav var ve bir sınava girmek için ondan önceki sınavı mutlaka geçmeniz gerekiyo . Ben de ilk sınav olan IOS 101 sınavına online olarak girdim ve kısa sürede başarıyla bitirdim (Başarı için %75 doğru şartı var ). Daha sonra diğer ios sınavlarına girdim ve google dahil hiçbir yerden kopya çekmeden sınavları tek oturuşta bitirdim .

IOS sınavlarını başarıyla ve hızlıca bitirmenin gazıyla hadi bi de android sınavlarını da aynı hızla bitereyim dedim ve Android 101 sınavına başladım . Gayet kendimden emin bişekilde soruları cevapladım . Soruların neredeyse tamamı java sorusu ve birçok soru C , C# dan alışık olduğum şeyler , yani hiç yabancılık çekmedim . Sınavı bitirip sonuca baktığımda gördüm ki sınavı geçememişim . Yani %75 den daha az doğru yapmışım . Tabii C , C# , Java , Android bilen biri olduğumu iddia ettiğim için kabullenemedim sonucu ve hadi bi daha girim de bu sefer sınavı geçim dedim . Ama sınava bir günde sadece bir kere girilebildiği için o heyecanla tekrar sınava giremedim ve yaklaşık 1-2 hafta da siteyi açmadım.

Aklıma geldiği zaman yada haberlerde gördüğüm zaman yine Android 101 sınavına giriyodum . Fakat 5-6 kere başarısız oldum ve bu durum biraz moralimi bozdu . Bugün de aklıma nerden geldiyse bi daha girdim ve online java compiler kullanarak soruları çözdüm ve ilk sınavı sonunda geçtim ve diğer android sınavlarını da IOS gibi çok hızlı geçtim . Diğer testler biraz daha android e yönelik ve cevaplaması daha kolay geldi .

Kendime neden acaba ilk sınavda bu kadar zorlandım die sordum ve cevap olarak da sanırım temel programlayı öğrenirkenki vurdum duymazlık kabul edilebilir . Bir de bu temelleri üni de birden çok hocadan , asistandan dinlediğim için sanırım biraz aklım karıştı . Yani işim temel felsefe kısmını biraz sallamış oldum . IOS u direkt kendim öğrendiğim için sanırım orda karışıklık android sınavı kadar olmadı . Sonuç olarak sitedeki Android ve IOS sınavlarını başarıyla vermiş oldum ve özellikle android sınavı bana temeli iyi öğrenmem gerektiğini anlattı

Son olarak da aynı sitede 6 haftalık bir maraton haberi var ve ben bu maratona başvurdum . Eminim ki çok kişi başvurmuştur ve bu başvuranların büyük çoğunluğu sıfırdan başlayıp siteyi takip edenlerdir . Ben bir yerde gördüm ve başvursam mı başvurmasam mı derken "zaten zaman da çok " deyip başvurdum . Kabul edilme olasılığımı bilmiyorum fakat kabul edilirsem benim için eşsiz bir deneyim olur . 6 hafta hiç az değil ve danışmanların da yardımıyla ciddi bir bilgi edinilebilir . İnş kabul ederler

20 Aralık 2013 Cuma

2 Yıldır IOS Geliştiricisiyim

Merhaba . Bu yıl ve aralık bitmeden ne yazsam diye düşününce en uygun konu bu olucak diye düşündüm . Bu kez Apple yenile die mail yollamadı , kendim gördüm anımsatmayı ve üyeliğimi yeniledim hemen . Geçen seneden farklı olarak form doldurup fax çekmedim direkt olarak internetten ödeme ile hallettim . Sanırım o seçenek yeni geldi çünkü geçen sene de formu nasıl doldurup yollucam diye doldurmayı düşünmemek için formu atmamıştım ama kayboldu galiba .

Bu sene de geçen sene olduğu gibi ödeme yine sıkışık olduğum bi zamana denk geldi ve şansıma yine dolar bu zamanların en yüksek seviyesinde ama bunlar tabii yıllık bi ödeme için sadece küçük bi ayrıntı . Sonra da ödeyebilirdim ama hiçbir sorunun çıkmamasından emin olmak için hemen ödeme yolunu seçtim .

2 yıldır IOS geliştiricisiyim ama bu 2 yıldır durmadan ios uygulamaları yazıyorum anlamına gelmez tabii . Yollanan uygulamanın kabul edilip edilmeyeceği kesin olmadığı için emeğim çöpe gider, o kadar zaman boşuna uğraşmış olurum diye ios uygulaması yapmadan önce android uygulamasından daha fazla düşünür oldum . Böyle olunca da tabii aklımdaki herşeyi yapmıyorum , uğraşmıyorum .

2 yıllık ios geliştiricisi olduğuma göre artık iş ilanlarındaki "en az 2 yıl deneyimli" maddesine takılmama gerek kalmadı , iş başvurularında biraz daha rahat olabilirim belki . 2 yılda yaptığım uygulamalara da bakacaklar ama hiç olmazsa 2 yıl uğraşmış , geliştirmiş kendini derler . Yani kpss olmazsa biraz daha ios çalışıp şirketlere deneyimim var diyip girebilirim(*) .

Bugün 21 Aralık , yani kpss nin bana öğrettiğine göre en uzun gece (*) . Bu uzun gecede ios ile ilgili neler yaptım , neler yapsam , neler yapmasam , bıraksam mı , ne kadar ileri gitsem , bi tasarımcı bulsam , 2 arkadaş + 1 tasarımcıyla app store a çıkış mı yapsam diye düşünmek için ideal bi gece .

Staj yaparken de ios uygulaması yapıyodum ve benden sorumlu olan kişi ( keşke halaa benden sorumlu olsa ) "uygulama yapman iyi de tasarımlar kötü , bi tasarım bilen arkadaşın yok mu , onunla beraber uygulamalar yap" demişti . Bu zamana kadar tasarımcı arkadaşım olmadı sanırım , hiç karşılaşmadım yani . Dışarıya da hiç tasarım yaptırmadım . Yani tasarımcıyla nasıl anlaşılır , istekler nasıl karara bağlanır , ne kadar sürede yapılırsa makul olur , beğenmezsem ne demek lazım , tasarımla yazılım ayrı acaba hiç tasarıma yorum yapmadan kabul mu etsem ... diye kafamda sorular var . Ayrıca benim de bilgim bi yere kadar , bi yerden sonra sorup danışabilecek biri de iyi olurdu . İşte bu durumda minimum olarak Ben + yazılımcı 1 arkadaş + tasarımcı 1 arkadaş ile iş yapmak eğlenceli ve verimli olurdu heralde . Birkaç gündür aklımdan geçiyo bunlar çünkü rakip uygulamalar diyebileceğim uygulamalar tasarım olarak benden çok ileride . Bu açığı kapatmanın ilk yolu freelance tasarımcı bulmak sanırım . Eğer tasarımcıysanız bana ulaşın sormak istediğim çok şey var (metinogtem@gmail.com)

Bir diğer olay ise native olmayan uygulama geliştirme . Yani ios yazmak ama Objective-C ile yazmamak . En nefret ettiğim şeyler arasındaydı 1-2 yıla kadar bile ama eğer ki öyle olması gerekiyosa öyle olur . Bir de o zamanlar Appcelerator diye javascript tabanlı bi geliştirme ortamıyla kod yazdım ve zorla yazdığım için hiç sevmedim . Ama şimdi yine onunla yada alternatifleriyle (jquery mobile , phonegap) uygulama yazmayı da düşünüyorum . Tabii kpss den sonra hep bunlar (*)

Bir diğer olay ise server-side kısmı . Yani şu ana kadar http bağlantıları , twitter api , instagram api , GET , POST metotlarıyla iş yaptım ama kendi serverıma server taraflı kod yazıp bunu ios ve android ile etkileşimli hale getirmedim . Bir de onu yapmam lazım tabii . Onun için de json , JSP , Java EE gibi konulara bakmam lazım . Bunları yaparken daha çok zaman harcıcam daha masraflı ve büyük ihtimalle de çok az güvenlikli olucak fakat bi yerden başlamak lazım . Bunlar da seneye 3. ios geliştici senem olursa bana hedef olarak kalmış olur .

Bu sene ios geliştiriliğini yenilememe geçen sene kadar sevinmedim sanırım . Çünkü geçen sene ios geliştiricisiyim , ios uygulamalar yazarım , kim tutar beni diye düşünürken ve kendime gaz verirken bu sene daha farklı . Mezuniyetle birlikte başlayan kpss çalışması ile sanki kod yazarsam kpss yi kazanamam gibi bi algı oluştu bende(*) . Aklımdaki uygulama fikirleri halaa plan olarak duruyo ve üstüne yeni özellikler de ekleniyo (*) . Ama tabii kpss ye daha çok var ve o buna engel değil (*) .

Bu yazıda android e hiç değinmedim çünkü android konusunda çok doluyum , başlasam yazı başka taraflara gidicekti . Android konusu ayrı bi yazı artık . Ben de 2. yılın kutlamasını kendime göre bi ara yaparım artık

(*) -> Kpss yi kazanamazsam silinecek cümleler , özel sektör duymasın :)


21 Kasım 2013 Perşembe

Kasım aksilikleri bitsin yazısı ( inş)


Merhaba . Bu yazıyı şimdi yazmamın tek sebebi yazıyı erteledikçe yeni aksiliklerin olması . En son aksilikten sonra bi daha aksilik olmaması için bu yazıyı yazıyorum ve inş bu yazıyla birlikte aksilikler sona erer ( saat 04:08 )

Bir önceki yazımı google okudu mu bilinmez en az 2 yıllık olan google play hesabımı kapattı . Daha öncesinde 2-3 uygulamayı banlamıştı ama 2 yıllık hesabı kapatıcağı hiç aklıma gelmezdi . CV de en çok öne çıkardığım android geliştirici hesabım google tarafından kapatıldı ve artık cv yi güncelleme zamanı geldi .  Bu konuda da uzun bi yazı yazıcam . Özellikle apple la karşılaştırarak ama şimdilik bu kadarı yeter

Bir diğer aksilikse az önce aldığım maille apple ın da uygulamamı beğenmiyip reddetmesi oldu . Onu da hemen güncelleyip bi daha yolladım , bakalım bu kez ne dicekler . Umarım bu yazıyla birlikte sorun çözülür ve kabul ederler .

O aksiliklerden önce , aslında enbüyük hatam insanları üzmüş olmam . Belki bütün aksilikleri buna bağlamak daha doğru olurdu ama bağlamamak en kolayı . Tabii insanları üzmekten zevk alan birisi değilim , ben de üzüldüm ama işte bunlar hep negatif enerji . O konuyu düzelterek halletmek şart

Bir diğeri ise meslekle ilgili olan . Herkes karar verdi ve bazıları ikinci işlerine bile girdi ama ben kpss , askerlik , özel derken kaldım ortada . Karar verme sırası bana geldiğine göre ben de kararımı kpss den yana kullandım. Normalde kitaplar gelince kitapların resmini çekip yazıyı yazıcaktım fakat bir diğer aksilik olarak kitaplar Uşak tan geliyomuş ve satıcı ürünü geç kargoladı . Yani bana kpss yolu gözüktü . Hiç heyecan yok , biraz umut var . Fakat hiç olmazsa bi yere yönelmiş oldum kendimce .

 Geçen ay yazdığım "bu ay hızlı geçti inş önümüzdeki ay güzel geçer" yazısından sonra gelecek ay için hiçbir temennide bulunmucam . Nasıl biliyosa öyle olsun .

Son olarak da kpss ye çalışıcam derken acaba bu yazıyı bilg. müh. ilk kazandığımda biri getirse ve mezuniyetten birkaç ay sonra bunu yazıcan dese ne derdim düşündüm de .... İlk olarak "iyi lan hiç olmazsa uygulama yapıyomuşum , hesaplar kapatılsa ne olcak sonuçta bilgiler duruyo , yeniden yapılır" derim ama kpss kısmına gelirsek çökerim heralde .

Çünkü bilg. müh. bölümüne isteyerek geldim ve daha 1.sınıf 1. dönem bitmeden aklımdan şöyle bi gelicek geçiyodu "Turkcell , Garanti yi salla. Türkiyede yazılım sıfır zaten . Adamlar hazır alıyo , kendimi oralarda geliştiremem .  Microsoft (Amerika'daki) da iyi de adamlar çok gelenekçi , yani bi Windows yapıo hep aynı şeyler . En iyisi ben kendimi geliştirmek için Google a girmeye çalışim , adamlar yazılım konusunda çok iyi ve ofisleri de mükemmel ". O düşüncelerden buraya 4 senede nasıl geldiğimi hiççç bilmiyorum ama çoğu son sene oldu galiba . Yazılımdan uzaklaştıkça memur kafası oldu bende . Kpss olmaz da özel e girmeye çalışırsam da tabii bu yazı burda durmucak . O zaman da "yaşasın özel , memurlar yan gelip yatıyo" tarzı bi yazı yazarım heralde.

Kpss için bana dua edin

3 Kasım 2013 Pazar

Android 4.4 ve Google Nexus Sahipleri

Merhaba . Öncelikle Google a çok kızdım ,  eğer ki google ne yaparsa doğru yapar mantığında birisiyseniz bu yazıyı okumayın . Çünkü gördüğüm kadarıyla bunu düşünen çok var ve ben de 1-2 yıl öncesine kadar böyle düşünüyodum. Devam etmek isteyenler için konuya geliyorum .

Yeni bi Android sürümü olan 4.3 sürümü çıktı ve ilk güncellemeyi tabii ki Google cihazları olan Nexus lar alıdı . Google android 4.0 sürümünden beri yeni sürümlerde işletim sistemini biraz daha stabil yapıyo ve sistem kaynaklarını daha az kullanıyo . Yani 4.3 ün Galaxy Nexus için geliceğini tahmin etmek hiç de zor olmadı . Ondan sonrası için herkes android 5.0 sürümünü bekliyodu fakat google ters köşe yaparak 4.4 (kitkat) sürümünü çıkardı ve 5 için erken demiş oldu .

Android 4.4 te en çok ön plana çıkarılan özellik eski cihazlarla bile çalışabilecek olması . Normalde beklenen 1 GB üstü ram i olan cihazları desteklemek olurdu fakat google bu sürüm için alt sınırı 512 mb yaptı ve şu anki kullandığım ve yine bir google cihazı olan Nexus One ın ram i 512 mb . Yani son sürüm nexus one a verilir mi acaba diye heyecanla bekledim . Çünkü android in en büyük sorunu düşük donanımlı cihazlara yeni işletim sistemini vermemesi . Bu yüzden tüm android cihazlarının yaklaşık %40 -%50 si halaa android 4.0 ı kullanabilecek durumda değil ve güncelleme de gelmicek zaten . Bu oranın düşmesini sağlayacak tek şey o telefonların çöp olup yerine yeni cihazlar alınması .

Şu an telefon özelliği olarak Nexus One kullanıyorum ve içerisinde özel romlarla android 2.3.7 sürümü var . Android 4.0 ı tanımak ve ona da uygulama geliştirmek için mecburen bir cihaz almam gerekiyodu ve en yeni sürümleri ilk almak için nexus cihaz almam gerekiyodu . Onun için de Galaxy Nexus almıştım ve şimdiye kadar çok memnundum

Olay son sürümün açıklanmasıyla başladı . Google android 4.4 ü hangi cihazlara sunulacağını açıkladı ve aralarında Galaxy Nexus yoktu ve bi daha da yeni sürümlerde olmucak . Cihaz son sürümü fazlasıyla karşılıyo , donanımsal hiçbir eksik yok . Fakat google kendine göre cihaz eski olduğu için (18 aydan eski ) geleneksel olarak güncelleme yollamıcakmış . İşte verdikleri cevap burda

Bu tabii ki bana göre çok saçma ve mantıkla açıklanacak bi tarafı yok . Nexus cihazlar geliştiriciler için düşünülmüş cihazlar ve normal kullanıcı fazla kullanmaz . Çünkü multimedia özelliği ön plana çıkmaz . Daha çok ram - işlemci gibi özellikleriyle olarak ön plana çıkar ve şu haliyle android 4.4 ü sorunsuz bir şekilde çalıştırabilir . 18 ay politikasını da ilk kez duydum . Tabii ki Galaxy Nexus ilk çıktığında almadım . Ama maksimum 1.5 yıl önce Türkiye'de Avea satışını yapıyodu ve nakit fiyatı 2000 tl civarındaydı , hiç de az değil . İşte o zaman hep yeni sürümler bize gelicek diye cihaz alanlar şimdi kendilerini kazıklanmış olarak hissediyolar ve bi yerde haklılar .

Google 4.4 güncellemesini vermiyo ama bu güncellemenin olmuyacağı anlamına gelmez . XDA geliştiricileri çoktan çalışmalara başlamış ve 1-2 gün geçmesine rağmen ilk alfa sürümü çıkarmışlar bile . Kararlı sürümün çıkması zaman alıcaktır tabii ama onların sayesinde yeni sürümü cihazda biraz sorunlu ve performans kayıplı olarak da olsa kullanabileceğiz , bu da iyi haber .

Biraz da tepkilerden bahsetmek istiyorum . Ben google ın güncelleme vermiyeceğini ilk duyduğumda çok kızdım ve internette sebeplerini araştırdım ama sonunda hep 18 ay çıktı karşıma ve benim gibi Galaxy Nexus kullanıcıları da kızgın . Türkiyedeki forumlarda da baktım ve inanılmaz bi şekilde google ı bunu yaptığı için savunanlar gördüm .  Uzun bir kaynaksız yazı paylaşılmış ve yazıda google haklı samsung a lanet olsun tarzı şeyler yazılmış . Sözde google samsung un bir çipi yüzünden güncelleme veremiyomuş . İnandırıcı gelmedi çünkü yabancı kaynaklarda böyle bişey göremedim . Zaten bu sürüm olamaz olsaydı XDA geliştiricileri 4.4 ü isteseler de çıkaramazlardı .

 Türkiyedeki tepkileri ve benim cevaplarım ( nick metinogtem ) bu linkte . Konuya abone oldum , her mantıklı mesaja site üzerinde cevap vermeye çalışıyorum ve vericem de . Ama gördüğüm kadarıyla ne olursa olsun google haklı diyenler var . Onları hiç anlamıyorum zaten .

Aslında bu güncelleme konularında apple ile google ı karşılaştırıcaktım fakat yazı çok uzun olduğu için yapmıcam . Belki başka bir yazıda .

25 Ekim 2013 Cuma

Ekimde ne oldu ? Bu Ayın Raporu

Merhaba . Ekimin de sonlarına geldiğimize ve yazıcak belli bi konu olmadığına göre genel olarak ekimde olan şeyleri yazayım dedim .

Öncelikle ekim in geldiğinin hiç farkında olmadım ve gittiğinin de farkında değilim . Yani bi gün takvime baksam ve ekimi yanlışlıkla eylül diye okusam hiç yadırgamam ve bu işte bi terslik var diyip takvime bi daha bakmam o derece oldu yani . Zamanı takip edip değerlendirme amacında değilim , günleri saymıyorum bile .

İkinci olan ve zaten hep olmuş olan şey çalışma durumum yani işsiz olmam . Amaaannn diye konuya giriş yapim de bu konuyu benim ne kadar önemsediğimi anlayın . Fazla önemsemiyorum çünkü zaten hep çalışıcaz ve çok çalışıcaz . Çok gereklilik olmadıkça çalışma , ezilerek öğrenme konusuna ısrar etmicem gibi ama tabii gel de bunu büyüklerine anlat . Şu an kimse mesleğimle ilgilenmiyo çalışıp çalışmadığıma bakıyo ama çalışınca da bu mevzu kapanmıcak . Sonra da aldığım maaşa değip değmeyeceği hakkında yorum yapıcaklar ve büyük ihtimalle "o kadar okuduktan sonra... , 3 kuruşa... , bizim komşunun çocuğu..., bi tanıdık... , ben senin yerinde olsaydım..." gibi başlayan cümlelerle yine tatmin olmucaklar . O yüzden bu konuda aile ve çok yakın çevre dışında çok da tavsiye almıyorum ama sonuç olarak işsizim .

Askerlik konusu da okulun bitmesiyle ortaya çıktı . Şu an celp durumum ne , celp ne demek , ne zaman askere gidicem , tecillimiyim hiç bilmiyorum ve sanırım bi gün gidip araştırmam lazım . Umarım kötü bi sonuçla karşılaşmam ya da bi terslik çıkmaz . Şimdilik onu da beklemeye aldım ama sadece kafamda aldım , resmi bişey yok . Soranlara diplomayı alıp askere gidicem sonra çalışıcam diyorum ama kpss de hep bi kenarda duruyo . Kpss ye çalışıp kazanamazsam da koca 1 yıl güme gitmiş olucak yani hep bi tarafta kalmış olucak . Ama benim durumumda olan 1 kişi bile kpss yi kazanır ve atanırsa kpss çok güçlü bir seçenek olarak durucak gibi. Bi karar verirsem yazarım heralde . Bu arada her konuda birinci olan arkadaş (Onur) bu konuda da birinci olarak askere gidicek . Şimdiden hayırlı teskereler :) . O dönünce büyük ihtimalle ben de gidip bitirseydim dicem ama şimdilik iyiyim

Son olarak yazılım . Üni nin son senesinde kendime göre plan yapmıştım ve kısa sürede birçok şeyi öğrenmeye karar vermiştim . Bitmesine doğru zaten okuldan sonra hemen çalışmıcam diyip erteledim . Okul biteli bayaa oluyo fakat yeni şeyler öğrenme kounusunda çok sıkıntı çekiyorum . Artık bildiklerimle ve sıkıştığım yerde google a bakarak iş yapar oldum . Bi anlamda kendimi emekli gibi hissediyorum yazılım konusunda , bunu aşmam gerek ve aşarım heralde .


Yazdıklarıma da bakılırsa ekimde çok özel şeyler yaşamamışım . Her mezun gibi biraz sudan çıkmış balık durumuna dönmüşüm . Eğer ki okul biter bitmez çalışmaya başlasaydım büyük ihtimalle bunu yazmıyo , uyuyor olurdum . Şimdilik bu konuları sıkıntı etmiyorum çünkü biliyorum ki en geç 2-3 yıl sonra bu yazıyı okuyunca okul zamanında yazdığım "lanet olsun derslere" konulu yazılarım gibi gülüp geçicem ve bu zamanlar nasıl bi psikolojideymişim anlıcam . Çünkü içinde bulunduğun dert hep en büyük dertmiş gibi geliyo insana , sonradan anlıyo insan .

Mesajımı da verdiğime göre yazı bitti demektir . Umarım önümüzdeki ay çok güzel bir ay olur .(Not resimdeki ben değilim ama o psikolojideyim)

29 Eylül 2013 Pazar

Breaking Bad - Finalden 1 Bölüm Öncesi



Merhaba . Önceki yazımda oyundan bahsetmiştim , bu yazımda da Breaking Bad den bahsederek blog u kodlamadan normal bir blog a çevirmiş gibi oldum . Konumuza gelirsek : Breaking Bad şu ana kadar izlediğim yerli - yabancı ayırtetmeksizin en güzel dizi . Çocukluğumda izlediğim Şirinler i saymazsak başkasının çok da etkisinde kalmadan kendi seçtiğim ve gerçekten çok beğendiğim bi dizi. Lost'u da izledim ama herkes izliyo diye izledim ve sanırım onun için o kadar etkilenmedim ama bu farklı .

Breaking Bad i farklı kılan şey ilk bölümü . İlk bölümde türk dizilerinde yaklaşık olarak 3 sezonda verilen bilgi bir anda verildi ve bu bizim dizilerde olduğu gibi konuları tüketmedi (bknz:Kurtlar Vadisi) . Arada canım sıkıldığında hiç ileri sarmadan ilk bölümü izleyebiliyorum ve sanırım Breaking Bad bitincede izlicem . Bence ilk bölümü sevmeyenler diziyi hiç izlemesin zaten

Her dizi gibi inişleri , çıkışları oldu ve bazı bölümlerinde bütün heyecanı finale sakladılar fakat son sezon olan 5.sezonda tüm sezonları geride bırakıp her bölümü ayrı heyecanlı ve tahmin edilemez şekilde sundular . Dizi bitince 5.sezonu tekrar izlicem ve bu kez ayrıntılara daha da dikkat edicem .

Dizi amerika saatine göre yaklaşık 2.5 saat sonra gösterime giricek ve biticek . Ben ve Türkiyedekiler tabii ki altyazılı gecikmeli izlicez . Keşke altyazısız izleme kapasitem olsaydı , o zaman link falan bulur ben de canlı izlerdim ama neyse beklemek de güzel . Bu yazıyı finali izledikten sonra yazsaydım büyük ihtimalle sonuca bağlı olarak yazım şekillenicekti ama 1 bölüm öncesini izlemiş biri olarak sadece ihtimalleri düşünürek yazıyorum . İnternetteki yorumlara baktığım kadarıyla herkes birbirinden farklı düşünüyo ve en inanılmaz olanı da bunların çoğu mantıklı ve olabilir . Tabii kendi düşüncemi yazmıcam ama yorumların bi tanesinde "uyuşturucu üretmek iyi bişey olmadığından sonunda ya ölücek ya da hapse giricek" diyodu . Ben de bu görüşe katılıyorum . Dizi Türkiyede olsa zaten elli kere Türk polisi yakalardı ya da Walter derin devlete hizmet ediyo falan olurdu çünkü bizde sonunda hep polis ve devlet kazanır , belki onlarda öyle olmaz .


Olaylar o kadar enteresan ve mantıklı gelişiyoki 5. sezondaki Walter White ile ilk bölümdekini karşılaştırdığımızda sanki yeni bi insan ortaya çıkmış . Tabii aynısı Jessie için de geçerli . Yani arayı öyle bi ayarlamışlar ki hiç izlemeyen biri ilk bölümü ve son bölümü izlediğinde bu adamların bu hale gelmesi imkansız der ama aradaki bölümleri izleyince nasıl olduğunu anlamadan adamın değişimini kabullenir. Hatta ben olsam daha da kötü biri olurum bile deniliyo yorumlarda (bknz : Walt Skyler'ı öldür!!) .

Son olarak da uyuşturucudan bahsetmek istiyorum . Sonuçta dizi uyuşturucu (meth) üzerine kurulu . İlk bölümde haberde uyuşturucu baskını görüntülenir ve doğal olarak ne kadar yakalanmış , piyasa değeri ne söylenir . Bunun üzerine Walt bu işe başlamaya karar verir ve olaylar gelişir . Bizde de yaklaşık 1-2 yıl öncesine kadar (zamanı tam hatırlamıyorum) uyuşturucu baskını haberlerinde kaç kg yakalandığı ve piyasa değeri söylenirdi . Ama Breaking Bad den sonra sanırım uyuşturucu teşfikini önlemek ve ülkemizde de Walt ların olmasını engellemek için artık sadece kaç kg olduğu söyleniyo , yani artık piyasa değerini söylemek yok . Braking Bad in etkisinden de olucak ki özellikle yabancı kaynaklı ve özellikle Meth ile ilgili belgeseller izledim ve film daha masum geldi bana

"Breaking Bad'i hiç izlememiş kişi çok şanslısın . Önünde izlenmemiş koca bir 5 sezon var . Keyfini çıkar , unutma senin yerinde olmak isteyen çok kişi var (beğendiğim bi yorum)"