20 Aralık 2013 Cuma

2 Yıldır IOS Geliştiricisiyim

Merhaba . Bu yıl ve aralık bitmeden ne yazsam diye düşününce en uygun konu bu olucak diye düşündüm . Bu kez Apple yenile die mail yollamadı , kendim gördüm anımsatmayı ve üyeliğimi yeniledim hemen . Geçen seneden farklı olarak form doldurup fax çekmedim direkt olarak internetten ödeme ile hallettim . Sanırım o seçenek yeni geldi çünkü geçen sene de formu nasıl doldurup yollucam diye doldurmayı düşünmemek için formu atmamıştım ama kayboldu galiba .

Bu sene de geçen sene olduğu gibi ödeme yine sıkışık olduğum bi zamana denk geldi ve şansıma yine dolar bu zamanların en yüksek seviyesinde ama bunlar tabii yıllık bi ödeme için sadece küçük bi ayrıntı . Sonra da ödeyebilirdim ama hiçbir sorunun çıkmamasından emin olmak için hemen ödeme yolunu seçtim .

2 yıldır IOS geliştiricisiyim ama bu 2 yıldır durmadan ios uygulamaları yazıyorum anlamına gelmez tabii . Yollanan uygulamanın kabul edilip edilmeyeceği kesin olmadığı için emeğim çöpe gider, o kadar zaman boşuna uğraşmış olurum diye ios uygulaması yapmadan önce android uygulamasından daha fazla düşünür oldum . Böyle olunca da tabii aklımdaki herşeyi yapmıyorum , uğraşmıyorum .

2 yıllık ios geliştiricisi olduğuma göre artık iş ilanlarındaki "en az 2 yıl deneyimli" maddesine takılmama gerek kalmadı , iş başvurularında biraz daha rahat olabilirim belki . 2 yılda yaptığım uygulamalara da bakacaklar ama hiç olmazsa 2 yıl uğraşmış , geliştirmiş kendini derler . Yani kpss olmazsa biraz daha ios çalışıp şirketlere deneyimim var diyip girebilirim(*) .

Bugün 21 Aralık , yani kpss nin bana öğrettiğine göre en uzun gece (*) . Bu uzun gecede ios ile ilgili neler yaptım , neler yapsam , neler yapmasam , bıraksam mı , ne kadar ileri gitsem , bi tasarımcı bulsam , 2 arkadaş + 1 tasarımcıyla app store a çıkış mı yapsam diye düşünmek için ideal bi gece .

Staj yaparken de ios uygulaması yapıyodum ve benden sorumlu olan kişi ( keşke halaa benden sorumlu olsa ) "uygulama yapman iyi de tasarımlar kötü , bi tasarım bilen arkadaşın yok mu , onunla beraber uygulamalar yap" demişti . Bu zamana kadar tasarımcı arkadaşım olmadı sanırım , hiç karşılaşmadım yani . Dışarıya da hiç tasarım yaptırmadım . Yani tasarımcıyla nasıl anlaşılır , istekler nasıl karara bağlanır , ne kadar sürede yapılırsa makul olur , beğenmezsem ne demek lazım , tasarımla yazılım ayrı acaba hiç tasarıma yorum yapmadan kabul mu etsem ... diye kafamda sorular var . Ayrıca benim de bilgim bi yere kadar , bi yerden sonra sorup danışabilecek biri de iyi olurdu . İşte bu durumda minimum olarak Ben + yazılımcı 1 arkadaş + tasarımcı 1 arkadaş ile iş yapmak eğlenceli ve verimli olurdu heralde . Birkaç gündür aklımdan geçiyo bunlar çünkü rakip uygulamalar diyebileceğim uygulamalar tasarım olarak benden çok ileride . Bu açığı kapatmanın ilk yolu freelance tasarımcı bulmak sanırım . Eğer tasarımcıysanız bana ulaşın sormak istediğim çok şey var (metinogtem@gmail.com)

Bir diğer olay ise native olmayan uygulama geliştirme . Yani ios yazmak ama Objective-C ile yazmamak . En nefret ettiğim şeyler arasındaydı 1-2 yıla kadar bile ama eğer ki öyle olması gerekiyosa öyle olur . Bir de o zamanlar Appcelerator diye javascript tabanlı bi geliştirme ortamıyla kod yazdım ve zorla yazdığım için hiç sevmedim . Ama şimdi yine onunla yada alternatifleriyle (jquery mobile , phonegap) uygulama yazmayı da düşünüyorum . Tabii kpss den sonra hep bunlar (*)

Bir diğer olay ise server-side kısmı . Yani şu ana kadar http bağlantıları , twitter api , instagram api , GET , POST metotlarıyla iş yaptım ama kendi serverıma server taraflı kod yazıp bunu ios ve android ile etkileşimli hale getirmedim . Bir de onu yapmam lazım tabii . Onun için de json , JSP , Java EE gibi konulara bakmam lazım . Bunları yaparken daha çok zaman harcıcam daha masraflı ve büyük ihtimalle de çok az güvenlikli olucak fakat bi yerden başlamak lazım . Bunlar da seneye 3. ios geliştici senem olursa bana hedef olarak kalmış olur .

Bu sene ios geliştiriliğini yenilememe geçen sene kadar sevinmedim sanırım . Çünkü geçen sene ios geliştiricisiyim , ios uygulamalar yazarım , kim tutar beni diye düşünürken ve kendime gaz verirken bu sene daha farklı . Mezuniyetle birlikte başlayan kpss çalışması ile sanki kod yazarsam kpss yi kazanamam gibi bi algı oluştu bende(*) . Aklımdaki uygulama fikirleri halaa plan olarak duruyo ve üstüne yeni özellikler de ekleniyo (*) . Ama tabii kpss ye daha çok var ve o buna engel değil (*) .

Bu yazıda android e hiç değinmedim çünkü android konusunda çok doluyum , başlasam yazı başka taraflara gidicekti . Android konusu ayrı bi yazı artık . Ben de 2. yılın kutlamasını kendime göre bi ara yaparım artık

(*) -> Kpss yi kazanamazsam silinecek cümleler , özel sektör duymasın :)


21 Kasım 2013 Perşembe

Kasım aksilikleri bitsin yazısı ( inş)


Merhaba . Bu yazıyı şimdi yazmamın tek sebebi yazıyı erteledikçe yeni aksiliklerin olması . En son aksilikten sonra bi daha aksilik olmaması için bu yazıyı yazıyorum ve inş bu yazıyla birlikte aksilikler sona erer ( saat 04:08 )

Bir önceki yazımı google okudu mu bilinmez en az 2 yıllık olan google play hesabımı kapattı . Daha öncesinde 2-3 uygulamayı banlamıştı ama 2 yıllık hesabı kapatıcağı hiç aklıma gelmezdi . CV de en çok öne çıkardığım android geliştirici hesabım google tarafından kapatıldı ve artık cv yi güncelleme zamanı geldi .  Bu konuda da uzun bi yazı yazıcam . Özellikle apple la karşılaştırarak ama şimdilik bu kadarı yeter

Bir diğer aksilikse az önce aldığım maille apple ın da uygulamamı beğenmiyip reddetmesi oldu . Onu da hemen güncelleyip bi daha yolladım , bakalım bu kez ne dicekler . Umarım bu yazıyla birlikte sorun çözülür ve kabul ederler .

O aksiliklerden önce , aslında enbüyük hatam insanları üzmüş olmam . Belki bütün aksilikleri buna bağlamak daha doğru olurdu ama bağlamamak en kolayı . Tabii insanları üzmekten zevk alan birisi değilim , ben de üzüldüm ama işte bunlar hep negatif enerji . O konuyu düzelterek halletmek şart

Bir diğeri ise meslekle ilgili olan . Herkes karar verdi ve bazıları ikinci işlerine bile girdi ama ben kpss , askerlik , özel derken kaldım ortada . Karar verme sırası bana geldiğine göre ben de kararımı kpss den yana kullandım. Normalde kitaplar gelince kitapların resmini çekip yazıyı yazıcaktım fakat bir diğer aksilik olarak kitaplar Uşak tan geliyomuş ve satıcı ürünü geç kargoladı . Yani bana kpss yolu gözüktü . Hiç heyecan yok , biraz umut var . Fakat hiç olmazsa bi yere yönelmiş oldum kendimce .

 Geçen ay yazdığım "bu ay hızlı geçti inş önümüzdeki ay güzel geçer" yazısından sonra gelecek ay için hiçbir temennide bulunmucam . Nasıl biliyosa öyle olsun .

Son olarak da kpss ye çalışıcam derken acaba bu yazıyı bilg. müh. ilk kazandığımda biri getirse ve mezuniyetten birkaç ay sonra bunu yazıcan dese ne derdim düşündüm de .... İlk olarak "iyi lan hiç olmazsa uygulama yapıyomuşum , hesaplar kapatılsa ne olcak sonuçta bilgiler duruyo , yeniden yapılır" derim ama kpss kısmına gelirsek çökerim heralde .

Çünkü bilg. müh. bölümüne isteyerek geldim ve daha 1.sınıf 1. dönem bitmeden aklımdan şöyle bi gelicek geçiyodu "Turkcell , Garanti yi salla. Türkiyede yazılım sıfır zaten . Adamlar hazır alıyo , kendimi oralarda geliştiremem .  Microsoft (Amerika'daki) da iyi de adamlar çok gelenekçi , yani bi Windows yapıo hep aynı şeyler . En iyisi ben kendimi geliştirmek için Google a girmeye çalışim , adamlar yazılım konusunda çok iyi ve ofisleri de mükemmel ". O düşüncelerden buraya 4 senede nasıl geldiğimi hiççç bilmiyorum ama çoğu son sene oldu galiba . Yazılımdan uzaklaştıkça memur kafası oldu bende . Kpss olmaz da özel e girmeye çalışırsam da tabii bu yazı burda durmucak . O zaman da "yaşasın özel , memurlar yan gelip yatıyo" tarzı bi yazı yazarım heralde.

Kpss için bana dua edin

3 Kasım 2013 Pazar

Android 4.4 ve Google Nexus Sahipleri

Merhaba . Öncelikle Google a çok kızdım ,  eğer ki google ne yaparsa doğru yapar mantığında birisiyseniz bu yazıyı okumayın . Çünkü gördüğüm kadarıyla bunu düşünen çok var ve ben de 1-2 yıl öncesine kadar böyle düşünüyodum. Devam etmek isteyenler için konuya geliyorum .

Yeni bi Android sürümü olan 4.3 sürümü çıktı ve ilk güncellemeyi tabii ki Google cihazları olan Nexus lar alıdı . Google android 4.0 sürümünden beri yeni sürümlerde işletim sistemini biraz daha stabil yapıyo ve sistem kaynaklarını daha az kullanıyo . Yani 4.3 ün Galaxy Nexus için geliceğini tahmin etmek hiç de zor olmadı . Ondan sonrası için herkes android 5.0 sürümünü bekliyodu fakat google ters köşe yaparak 4.4 (kitkat) sürümünü çıkardı ve 5 için erken demiş oldu .

Android 4.4 te en çok ön plana çıkarılan özellik eski cihazlarla bile çalışabilecek olması . Normalde beklenen 1 GB üstü ram i olan cihazları desteklemek olurdu fakat google bu sürüm için alt sınırı 512 mb yaptı ve şu anki kullandığım ve yine bir google cihazı olan Nexus One ın ram i 512 mb . Yani son sürüm nexus one a verilir mi acaba diye heyecanla bekledim . Çünkü android in en büyük sorunu düşük donanımlı cihazlara yeni işletim sistemini vermemesi . Bu yüzden tüm android cihazlarının yaklaşık %40 -%50 si halaa android 4.0 ı kullanabilecek durumda değil ve güncelleme de gelmicek zaten . Bu oranın düşmesini sağlayacak tek şey o telefonların çöp olup yerine yeni cihazlar alınması .

Şu an telefon özelliği olarak Nexus One kullanıyorum ve içerisinde özel romlarla android 2.3.7 sürümü var . Android 4.0 ı tanımak ve ona da uygulama geliştirmek için mecburen bir cihaz almam gerekiyodu ve en yeni sürümleri ilk almak için nexus cihaz almam gerekiyodu . Onun için de Galaxy Nexus almıştım ve şimdiye kadar çok memnundum

Olay son sürümün açıklanmasıyla başladı . Google android 4.4 ü hangi cihazlara sunulacağını açıkladı ve aralarında Galaxy Nexus yoktu ve bi daha da yeni sürümlerde olmucak . Cihaz son sürümü fazlasıyla karşılıyo , donanımsal hiçbir eksik yok . Fakat google kendine göre cihaz eski olduğu için (18 aydan eski ) geleneksel olarak güncelleme yollamıcakmış . İşte verdikleri cevap burda

Bu tabii ki bana göre çok saçma ve mantıkla açıklanacak bi tarafı yok . Nexus cihazlar geliştiriciler için düşünülmüş cihazlar ve normal kullanıcı fazla kullanmaz . Çünkü multimedia özelliği ön plana çıkmaz . Daha çok ram - işlemci gibi özellikleriyle olarak ön plana çıkar ve şu haliyle android 4.4 ü sorunsuz bir şekilde çalıştırabilir . 18 ay politikasını da ilk kez duydum . Tabii ki Galaxy Nexus ilk çıktığında almadım . Ama maksimum 1.5 yıl önce Türkiye'de Avea satışını yapıyodu ve nakit fiyatı 2000 tl civarındaydı , hiç de az değil . İşte o zaman hep yeni sürümler bize gelicek diye cihaz alanlar şimdi kendilerini kazıklanmış olarak hissediyolar ve bi yerde haklılar .

Google 4.4 güncellemesini vermiyo ama bu güncellemenin olmuyacağı anlamına gelmez . XDA geliştiricileri çoktan çalışmalara başlamış ve 1-2 gün geçmesine rağmen ilk alfa sürümü çıkarmışlar bile . Kararlı sürümün çıkması zaman alıcaktır tabii ama onların sayesinde yeni sürümü cihazda biraz sorunlu ve performans kayıplı olarak da olsa kullanabileceğiz , bu da iyi haber .

Biraz da tepkilerden bahsetmek istiyorum . Ben google ın güncelleme vermiyeceğini ilk duyduğumda çok kızdım ve internette sebeplerini araştırdım ama sonunda hep 18 ay çıktı karşıma ve benim gibi Galaxy Nexus kullanıcıları da kızgın . Türkiyedeki forumlarda da baktım ve inanılmaz bi şekilde google ı bunu yaptığı için savunanlar gördüm .  Uzun bir kaynaksız yazı paylaşılmış ve yazıda google haklı samsung a lanet olsun tarzı şeyler yazılmış . Sözde google samsung un bir çipi yüzünden güncelleme veremiyomuş . İnandırıcı gelmedi çünkü yabancı kaynaklarda böyle bişey göremedim . Zaten bu sürüm olamaz olsaydı XDA geliştiricileri 4.4 ü isteseler de çıkaramazlardı .

 Türkiyedeki tepkileri ve benim cevaplarım ( nick metinogtem ) bu linkte . Konuya abone oldum , her mantıklı mesaja site üzerinde cevap vermeye çalışıyorum ve vericem de . Ama gördüğüm kadarıyla ne olursa olsun google haklı diyenler var . Onları hiç anlamıyorum zaten .

Aslında bu güncelleme konularında apple ile google ı karşılaştırıcaktım fakat yazı çok uzun olduğu için yapmıcam . Belki başka bir yazıda .

25 Ekim 2013 Cuma

Ekimde ne oldu ? Bu Ayın Raporu

Merhaba . Ekimin de sonlarına geldiğimize ve yazıcak belli bi konu olmadığına göre genel olarak ekimde olan şeyleri yazayım dedim .

Öncelikle ekim in geldiğinin hiç farkında olmadım ve gittiğinin de farkında değilim . Yani bi gün takvime baksam ve ekimi yanlışlıkla eylül diye okusam hiç yadırgamam ve bu işte bi terslik var diyip takvime bi daha bakmam o derece oldu yani . Zamanı takip edip değerlendirme amacında değilim , günleri saymıyorum bile .

İkinci olan ve zaten hep olmuş olan şey çalışma durumum yani işsiz olmam . Amaaannn diye konuya giriş yapim de bu konuyu benim ne kadar önemsediğimi anlayın . Fazla önemsemiyorum çünkü zaten hep çalışıcaz ve çok çalışıcaz . Çok gereklilik olmadıkça çalışma , ezilerek öğrenme konusuna ısrar etmicem gibi ama tabii gel de bunu büyüklerine anlat . Şu an kimse mesleğimle ilgilenmiyo çalışıp çalışmadığıma bakıyo ama çalışınca da bu mevzu kapanmıcak . Sonra da aldığım maaşa değip değmeyeceği hakkında yorum yapıcaklar ve büyük ihtimalle "o kadar okuduktan sonra... , 3 kuruşa... , bizim komşunun çocuğu..., bi tanıdık... , ben senin yerinde olsaydım..." gibi başlayan cümlelerle yine tatmin olmucaklar . O yüzden bu konuda aile ve çok yakın çevre dışında çok da tavsiye almıyorum ama sonuç olarak işsizim .

Askerlik konusu da okulun bitmesiyle ortaya çıktı . Şu an celp durumum ne , celp ne demek , ne zaman askere gidicem , tecillimiyim hiç bilmiyorum ve sanırım bi gün gidip araştırmam lazım . Umarım kötü bi sonuçla karşılaşmam ya da bi terslik çıkmaz . Şimdilik onu da beklemeye aldım ama sadece kafamda aldım , resmi bişey yok . Soranlara diplomayı alıp askere gidicem sonra çalışıcam diyorum ama kpss de hep bi kenarda duruyo . Kpss ye çalışıp kazanamazsam da koca 1 yıl güme gitmiş olucak yani hep bi tarafta kalmış olucak . Ama benim durumumda olan 1 kişi bile kpss yi kazanır ve atanırsa kpss çok güçlü bir seçenek olarak durucak gibi. Bi karar verirsem yazarım heralde . Bu arada her konuda birinci olan arkadaş (Onur) bu konuda da birinci olarak askere gidicek . Şimdiden hayırlı teskereler :) . O dönünce büyük ihtimalle ben de gidip bitirseydim dicem ama şimdilik iyiyim

Son olarak yazılım . Üni nin son senesinde kendime göre plan yapmıştım ve kısa sürede birçok şeyi öğrenmeye karar vermiştim . Bitmesine doğru zaten okuldan sonra hemen çalışmıcam diyip erteledim . Okul biteli bayaa oluyo fakat yeni şeyler öğrenme kounusunda çok sıkıntı çekiyorum . Artık bildiklerimle ve sıkıştığım yerde google a bakarak iş yapar oldum . Bi anlamda kendimi emekli gibi hissediyorum yazılım konusunda , bunu aşmam gerek ve aşarım heralde .


Yazdıklarıma da bakılırsa ekimde çok özel şeyler yaşamamışım . Her mezun gibi biraz sudan çıkmış balık durumuna dönmüşüm . Eğer ki okul biter bitmez çalışmaya başlasaydım büyük ihtimalle bunu yazmıyo , uyuyor olurdum . Şimdilik bu konuları sıkıntı etmiyorum çünkü biliyorum ki en geç 2-3 yıl sonra bu yazıyı okuyunca okul zamanında yazdığım "lanet olsun derslere" konulu yazılarım gibi gülüp geçicem ve bu zamanlar nasıl bi psikolojideymişim anlıcam . Çünkü içinde bulunduğun dert hep en büyük dertmiş gibi geliyo insana , sonradan anlıyo insan .

Mesajımı da verdiğime göre yazı bitti demektir . Umarım önümüzdeki ay çok güzel bir ay olur .(Not resimdeki ben değilim ama o psikolojideyim)

29 Eylül 2013 Pazar

Breaking Bad - Finalden 1 Bölüm Öncesi



Merhaba . Önceki yazımda oyundan bahsetmiştim , bu yazımda da Breaking Bad den bahsederek blog u kodlamadan normal bir blog a çevirmiş gibi oldum . Konumuza gelirsek : Breaking Bad şu ana kadar izlediğim yerli - yabancı ayırtetmeksizin en güzel dizi . Çocukluğumda izlediğim Şirinler i saymazsak başkasının çok da etkisinde kalmadan kendi seçtiğim ve gerçekten çok beğendiğim bi dizi. Lost'u da izledim ama herkes izliyo diye izledim ve sanırım onun için o kadar etkilenmedim ama bu farklı .

Breaking Bad i farklı kılan şey ilk bölümü . İlk bölümde türk dizilerinde yaklaşık olarak 3 sezonda verilen bilgi bir anda verildi ve bu bizim dizilerde olduğu gibi konuları tüketmedi (bknz:Kurtlar Vadisi) . Arada canım sıkıldığında hiç ileri sarmadan ilk bölümü izleyebiliyorum ve sanırım Breaking Bad bitincede izlicem . Bence ilk bölümü sevmeyenler diziyi hiç izlemesin zaten

Her dizi gibi inişleri , çıkışları oldu ve bazı bölümlerinde bütün heyecanı finale sakladılar fakat son sezon olan 5.sezonda tüm sezonları geride bırakıp her bölümü ayrı heyecanlı ve tahmin edilemez şekilde sundular . Dizi bitince 5.sezonu tekrar izlicem ve bu kez ayrıntılara daha da dikkat edicem .

Dizi amerika saatine göre yaklaşık 2.5 saat sonra gösterime giricek ve biticek . Ben ve Türkiyedekiler tabii ki altyazılı gecikmeli izlicez . Keşke altyazısız izleme kapasitem olsaydı , o zaman link falan bulur ben de canlı izlerdim ama neyse beklemek de güzel . Bu yazıyı finali izledikten sonra yazsaydım büyük ihtimalle sonuca bağlı olarak yazım şekillenicekti ama 1 bölüm öncesini izlemiş biri olarak sadece ihtimalleri düşünürek yazıyorum . İnternetteki yorumlara baktığım kadarıyla herkes birbirinden farklı düşünüyo ve en inanılmaz olanı da bunların çoğu mantıklı ve olabilir . Tabii kendi düşüncemi yazmıcam ama yorumların bi tanesinde "uyuşturucu üretmek iyi bişey olmadığından sonunda ya ölücek ya da hapse giricek" diyodu . Ben de bu görüşe katılıyorum . Dizi Türkiyede olsa zaten elli kere Türk polisi yakalardı ya da Walter derin devlete hizmet ediyo falan olurdu çünkü bizde sonunda hep polis ve devlet kazanır , belki onlarda öyle olmaz .


Olaylar o kadar enteresan ve mantıklı gelişiyoki 5. sezondaki Walter White ile ilk bölümdekini karşılaştırdığımızda sanki yeni bi insan ortaya çıkmış . Tabii aynısı Jessie için de geçerli . Yani arayı öyle bi ayarlamışlar ki hiç izlemeyen biri ilk bölümü ve son bölümü izlediğinde bu adamların bu hale gelmesi imkansız der ama aradaki bölümleri izleyince nasıl olduğunu anlamadan adamın değişimini kabullenir. Hatta ben olsam daha da kötü biri olurum bile deniliyo yorumlarda (bknz : Walt Skyler'ı öldür!!) .

Son olarak da uyuşturucudan bahsetmek istiyorum . Sonuçta dizi uyuşturucu (meth) üzerine kurulu . İlk bölümde haberde uyuşturucu baskını görüntülenir ve doğal olarak ne kadar yakalanmış , piyasa değeri ne söylenir . Bunun üzerine Walt bu işe başlamaya karar verir ve olaylar gelişir . Bizde de yaklaşık 1-2 yıl öncesine kadar (zamanı tam hatırlamıyorum) uyuşturucu baskını haberlerinde kaç kg yakalandığı ve piyasa değeri söylenirdi . Ama Breaking Bad den sonra sanırım uyuşturucu teşfikini önlemek ve ülkemizde de Walt ların olmasını engellemek için artık sadece kaç kg olduğu söyleniyo , yani artık piyasa değerini söylemek yok . Braking Bad in etkisinden de olucak ki özellikle yabancı kaynaklı ve özellikle Meth ile ilgili belgeseller izledim ve film daha masum geldi bana

"Breaking Bad'i hiç izlememiş kişi çok şanslısın . Önünde izlenmemiş koca bir 5 sezon var . Keyfini çıkar , unutma senin yerinde olmak isteyen çok kişi var (beğendiğim bi yorum)"


15 Temmuz 2013 Pazartesi

Oyun Tavsiyesi - Bioshock Infinite



Merhaba . Ramazanda kod yazarım , pdf okurum , stackoverflow en çok girdiğim site olarak gözükür derken ramazanın ilk haftası biterken hiç pdf okumadım ve okumamak için bahane de kalmadı.

Ramazandan önce biraz rahatlamak için oyun oynayayım dedim ve internette yorumlara bakarak güzel bir oyun seçmeye başladım . Max Payne 1 - 2 -3 ü oynayan biri olarak o tarz bi oyun aradım ve yorumun bir tanesinde "Max Payne'i sevdiysen Bioshock serisini de çok seviceksin!" yazıyordu . Biraz araştırdıktan sonra Bioshock 1 i indirdim ve ara ara oynuyarak bitirdim . Oyun güzeldi , oynanabilirdi ama haritalar çok geniş olduğu için ne yapıcağını anlamak zor olabiliyodu .

Bioshock 1 i bitirdikten sonra internette oyunun yorumlarını okudum . Bioshock 2 yi oynasam mı yoksa başka bi oyun mu baksam derken Bioshock 3'ün (Bioshock Infinite olarak geçiyo) çok iyi olduğunu gördüm . Normalde türkçe içerikli siteler çok tanınmış oyunlar dışında oyunların video incelemesini yapmaz fakat bu oyunun incelemesini yapmışlardı ve yorumlarda da harika oyun olarak geçiyodu . Bioshock 2 yi oynamadan Bioshock Infinite oynasam mı diye düşündüm fakat hikaye koptuk olmasın , Bioshock Infinite de bişeyleri kaçırmayayım diye Bioshock 2 yi hemen bitirdim. Oyun olarka Bioshock 1 den daha kötü ve hikaye benzer . Sadece biraz oynanış olarak ileri gitmiş

Bioshock 2 bittikten sonra da artık sırada Bioshock Infinite vardı . İndirmesi ayrı bir dert oldu çünkü boyutu 15 - 18 gb arasında ve bunu kurması da vardı . Oyunu Bioshock 2 oynadığım zaman indirmeye başladım ve oyun bitmeden indirilme de bitmişti . Oyunu kurdum ve oynamaya başladım . Bi yerden sonra altyazıları ve konuşmaları takip edemiyince türkçe altyazı yaması buldum ve kurdum .

Hikaye mükemmel , çevre harika , modellemeler ve yapay zeka inanılmaz . Oyuna ilk girdiğimde yaklaşık 3 - 4 dakika hiçbir görevi yapmadım , sadece etrafı izledim . Oyunun bir güzel tarafı da milletin yanına gittiğinizde kulak misafiri olabiliyosunuz . Oyunda bolca paralel evrenden söz edilmiş ve bir evrende sahtekar iken diğer evrende halk kahramanı olabiliyosunuz . Bazı görevlerde birini bulmanız gerekiyo fakat o kişi ölmüş . Yardımcınız sayesinde paralel evrene gidip o kişiyle görüşebiliyosunuz . En son 3. derece evrene girdiğimi hatırlıyorum , belki sayamadıklarım da vardır .

Oyunu son kapattığımda düzgün çalışıyodu . Diğer günü açmaya çalıştığımda açılmadı . Sevgili Microsoft disk taraması yaparken oyundan en az 1.5 GB lık bölümü silmişti . Save dosyalarının yedeklerini alarak oyunu tekrar kurdum ve sonunda bitirdim .

Oyunun sonunda mükemmel bir ayrıntı var ve son ana kadar o ayrıntının farkına varamadım . Yani oyunun herşeyini harika düşünmüşler ve uygulamışlar . Oyunu bitirdikten sonra artık ne kadar etkisinde kaldıysam Credits bölümünün hepsini izlemişim . Bayaa bi ekip çalışmış ve karşılığını da almış .

Bu oyundan sonra yine oynamak için Harry Potter oyununu da indirmiştim fakat Windows onu da silmiş . İnternetten oyuna baktım oynamaya değer mi diye ama Bioshock Infinite e 9.5/10 verenler Harry Potter a 5.1/10 vermişler . Yani vakit kaybına gerek yok diyip vazgeçtim .

Büyük oyunlarla işim bittiğine göre artık yavaş yavaş kod yazmak lazım . Sizin de zamanınız varsa Bioshock serisini oynayın derim (2 yi oynamasanız da olur) .

30 Haziran 2013 Pazar

Pedalımda 5 Ülke - İlkokul Hocam İnci Sarıhan

Merhaba . Önceki yazılarımdan birinde bahsettiğim gibi ilkokul hocam olan İnci Sarıhan ve eşi Soner Sarıhan bisikletle bayaa bi ülke dolaşmışlar ve sonunda bunları kitap haline de getirmişler . Çıkacağını duyduğum an gün saymaya başladım . Çıktığı gün Çorlu'da D&R a gidip geldi mi diye sordum . Ama tabii ki gelmemişti ve gelmesi en azından 1 ayı bulurdu . D&R ın sitesinde ise kitap elektronik olarak satılıyodu ve sanırım daha ucuzdu . Yani o an tabletime indirip okuyabilirdim ama kitabı elime alıp bizzat kağıt kokusu duyarak okumak istedim .

İstanbul a geldiğimde aradan zaman da geçtiği için D&R a bi daha gittim ve yeni çıkan kitaplar bölümünde hemen gördüm ve aldım . Aldıktan sonra 3 gün kapağını bile açmak nasip olmadı . Zamanım hep bilgisayarda geçti , boşa geçti , öyle oldu , böyle oldu derken aldığım gibi poşetin içinde kaldı . Bugün de baktım değişen bişey yok , artık okumaya başliyim dedim . Kitap toplam 186 sayfa ve bugün 80 sayfa okudum .

Şuan da gözümün yorulduğunu hissediyorum . Çok sürükleyici bi kitap ve 5 ülke üzerinden yaşadıkları olayları kategorize etmişler . Çok güzel yazmışlar fakat hangi bölümü kimin yazdığı belli değil . Keşke yazını başına İnci ya da Soner yazsalarmış böylece hocamın yazdıklarını daha rahat seçebilirdim . Şu an da anlayabiliyorum hangisini hocamın , hangisinin eşini yazdığını fakat bunu anlama oranım %70 gibi bişey .

Yazıları okumaya başlayınca birazcık kötü hissetmeye başladım , biraz da umutlandım . Kötü hissettim çünkü hocam kısıtlı imkanlarla dünyayı dolaşmaya cesaret ederken ben ( tanıdıklarım da ) her adımı planlamadan hareket edemiyoruz . Ama bu deli cesaretiyle yola çıktıkları anlamında değil tabii , önceden plan yapıyolar ama planlar ne kadar geçek oluyo orası da değişir tabii . Biraz da umutlandım çünkü inci hoca ilkokul zamanında diğer hocalarla hep taksitli ev eşyalarına bakan , tüketim çılgını bir hoca olarak aklımda kaldı . Şimdi ise yaptığı şey mükemmel ve daha da iyisi başka insanları da buna inandırmış . Artık sponsor bulabiliyor .

Şimdi ise Hamburg a uçmuşlar ve yeni bir bisiklet macerası onları bekliyor . Gelişmeleri facebook sayfasından rahatça takip edebilirsiniz. İstanbul da bi alışveriş merkezinde Hollanda başkonsolosu da bulunmuş , kitabı tanıtmışlar . Videosunu buradan izleyebilirsiniz. O zaman final sınavlarım vardı ve hocamı görmeye gidemedim . Normalde bursa da öğretmenlik yapıyo ve yaz tatillerinde de bisikletle uğraşıyolar . Yani bir sponsor bir organizasyon yapmasa göreceğim yok ama göremesem de onun adına seviniyorum ve bana halaa ders vermeye devam ediyo .

Son olarak kitaptaki bir bölümü paylaşmak istiyorum . Çoğu kişinin "dünyayı bisikletle dolaşıcam" diyen birine vereceği cevap hep olumsuz olur . Başına kötü şeyler gelir , yaralanırsın , hasta olursun , en kötü ihtimalle geri dönemezsin (allah korusun) . Bunları onların çevresi de söylemiş elbet ve işin kötüsü Pakistan gezisinde Soner hocanın (o da öğretmen) arkasında canlı bomba patlamış ve bisiklet sayesinde kurtulmuş . İşte orda onlara bişey olsaydıyı kendileri cevaplamış .

22 Haziran 2013 Cumartesi

Mezun Oldum - Part 1

Merhaba . Geçen ay sadece 1 yazı yazmışım ve eğer ki bu yazıyı da yazmazsam blog iyice kapanmış gibi olucaktı . Tek bi konu yok , ama çoğu konu mezuniyet üzerine kurulu

Mezun oldum . Ne öğrendim , ne kadar öğrendim , ne kadar dost kazandım , ne kadar daha kazanabilirdim , ne yapmak içimde kaldı ... İşte bunların herbiri ve hatta daha fazlası ayrı bi başlık olarak yazılabilirdi ama mezun oldum diyip geçiştirmek istiyorum , hem de bütsüz . Şimdi önceden yazdığım ve "Lanet girsin sınavlara" temalı yazılarımı gönül rahatlığıyla tekrar okuyabilirim.

Okul bittiğine göre artık yeni döneme girdim demektir . Askerliğim olduğu için şu an işsiz muamelesi görmüyorum ama işsizlik de çok güzel bişi . Yani "evladım , çalış , para kazan" diyenler beni fazla etkilemicek . Bu konuda ailem de benim kadar olmasa da rahat . Tek sorun evde olduğum zaman bana verdikleri görevler ve sorumluluklar . Bi de tabii yiğenlerimin sabah erken gelip beni uyutmamaları .

Önümüzde Ramazan ayı var ve her yıl olduğu gibi bu ramazan ayı da çabucak geldi . Bu ayda eğer ki çok iyi bi iş olmazsa çalışmayı kesinlikle düşünmüyorum ve tabii ki askerlik de dursun bi kenarda . Kendime göre mesai saati de hazır gibi . Sahur a kadar çalış , sahurdan sonra uyuyabildiğin kadar uyu ve ramazan sonuna kadar aynı şeyi tekrarla . Hatta şimdiden gaza gelerek pdf leri indirdim ve kendime göre sıraya da koyucam . Yani eğer ki planlarıma göre giderse ramazan benim için verimli geçebilir .

Önümde şu an kesin olan şeyler de var . Mesela okulu okuduğum yer olan Çorlu da evi daha dağıtmadık , yani arkadaşlar orda . Bu ay sonunda bir kere daha ve son olarak çorlu ya gidicem . Ayrıca yine bu ay sonunda (umarım aynı güne denk gelmez) ehliyet sınavım var . Tarihi ne zaman şu an hatırlamıyorum ama öylesine gireceğim bi kpss sınavı da var . Okul hayatı bitti ama sınavlar halaa devam ediyo . Herkesin bi dönem içinden geçtiği gibi benim de içimden kolay olduğu için memur olmak geçiyodu ama ne çalışmaya zaman var ne de düzenli çalışacak sabrım .

Şimdilik olanlar bunlar . Çorlu ile işim tamamen bitmediği için çorludan ve arkadaşlarımdan şuan  bahsetmek istemiyorum .  Ama şu kadarını söylemeliyim sanırım : Çorlu da çok güzel zamanlarım da geçti , özellikle son zamanlarda : Gaza gelip video da kaydettik , bazen sadece kendimiz de söyledik.

1.Video Namık Kemal Üniversitesi birincisi ve aynı zamanda okulun ayrı bi madalya vermesi gerektiği kişi Onur ve muhteşem sesi ( Adam her konuda birinci , sese bakarmısın ) 



2.si video değil , hatta biz değiliz . Çok söyledik , bazıları çok duygulu söyledi (özellikle Yasin) ama Onur yanımızda olmadığından video çekmedik . Yasin alttaki link facebook ta paylaşıcaktı ama unuttu , ya da mantıklı düşünüp vazgeçti 


21 Mayıs 2013 Salı

Tanışmak istediğim 3,5 yazılımcı < Mimar Aslan - Muharrem Taç - Adem Aktepe - Ahmet Alp Balkan >



Merhaba . Mimar Aslan ile ilgili yazım beklenmediği kadar ilgi gördü ve google aramalarında Mimar Aslan ve kitabı hakkındaki aramalarda gerçekten çok üst sırada ve hatta olumlu veya olumsuz yazı yazanlar bile oldu . Bu kadar ilgi çekmesi beni çok şaşırttı . Ben de mayıs ayını yazmadan geçirmemek için bildiğim , facebook dan takip ettiğim ve tanışmak istediğim yazılımcıları yazmak istedim .

1 - Mimar Aslan : Tabii ki ilk sırada olucaktı . Aslında diğerlerinden çok daha sonra tanıdım , daha az eğitim setini , kitabını okudum ve diğer yazılımcılardan daha iyi kod yazdığını düşünmüyorum ama tanışmak ve gerçek halini görmek isterdim . Belki de görsem çok severim , çünkü bende bazen saçma sapan ön yargılar olabiliyo ve belki bu mimar aslan a da denk gelmiştir . Okulumuza gelmesi planlanıyodu , mayıs ayında gelicek diyolardı ama gelicek mi gelmicek mi bilmiyorum . Eğer ki gelirse kesinlikle tanışmak isterim . Ama bu saatten sonra geliceğini zannetmiyorum çünkü mayıs bitiyo ve haziranda finaller var . Hatta bazı üni ler mezunlarını verdi bile . Yani dışarıda bi yerde olmassa tanışacağımız yok gibi

2 - Muharrem Taç : 1 - 2 yerde karşıma çıktı : Android ADT eğitimi (sıkıcı 2 saat) , metrobüs çıkışı . Ama toplamda 5 dakika bile konuşmamışızdır . İlk android kitabım sanırım onun kitabıydı ve ben de "kitabınızda şu şu şu kısımlar eksik anlatılmış , keşke daha ayrıntılı anlatsaydınız" demiştim gülerek , o da yine gülerek (benden fazla gülerek) "memnun kalmadıysanız paranızı şu an iade edebilirim" demişti . 2. olarak da eğitimde tabii ki kimse birbirini tanımadığı için arkalara ve karışık oturuyodu , o sanırım böyle şeylere fazla alışık olduğu için bize "bizde protokol yok , buyrun öne oturun" demişti (tabii ki gülerek) . İşte orda bende bayaa bi iyi izlenim oluşturdu . Geçenlerde de okulumuza gelip android anlatıcaktı ve onun android anlatması gereken saatte biz pınar hocanın programıyla uğraştığımız için sunuma yaklaşık 30 dakika geç girdim ve girdiğimde başkası başka bi konu anlatıyodu . Ben de anlattı bitirdi heralde diye ön sıralarda onu arıyodum . Ama sunumdan sıkılıp facebook a baktığımda karısının ve kızının sütten zehirlendiğini paylaşmıştı . Tabii ki gelemedi , dinleyemedim ve tabii ki tanışamadım . Ayrıca paylaşımında okulumuzdan özür dilemesi yine ona yakışır bi durum . Umarım onunla da tanışma sohbet etme şansımız olur .


3 - Adem Aktepe : "Merhaba , Ben Adem Aktepe . Bugünkü görsel dersimizde ...." . Ne zaman Adem Aktepe nin adını bi yerde duysam ya da görsem sesiyle birlikte bu cümle aklıma gelir . Çünkü ilk programlamaya başlarken büyük bir hevesle eğitim setlerini izliyoduk ve en fazla eğitim seti olan en iyi kod yazıyo gibi bi durum vardı . Herkes birbirine eğitim seti veriyodu ve bildiğin hoca yarıştırıyoduk . Benim favorilerimden başında da Adem Aktepe var . Kariyervideo.com da yaklaşık olarak bilmek istediğim konuların bütün videolarını izledim ve diğerlerini de izlemesem bile eğitim setim var demek için bilgisayarıma indirdim . Tabii şu an onların yerini filmler , diziler aldı ama zamanında çok güzeldi . Şimdi de eğitim setleri çekiyo ve bence çok da iyi yapıyo . Bi ara ben de eğitim seti çekim diyodum ve eğer çekseydim başlangıç cümlelerim kesinlikle onun cümleleri gibi olurdu . Söylemesem daha iyi sanırım ama eğitim setlerini izlediğim zamanki durumu şu andan çok da iyiydi . İşte o hareketsizlik ve kilo benim gibi birçok yazılımcı adayını korkutuyodur . Bi gün Adem Aktepe ile tanışıp "Merhaba , Ben Metin Ögtem . Bugünkü görsel tanışmamızda ... " diye muhabbete girmek isterim .

3.5 - Ahmet Alp Balkan : Sırf bu çocuk yüzünden bu yazıyı tamamen silebilirim , durumun özeti bu aslında . İnternette ya rastgele ya da bi android projesi ( açık kaynaklı ) sayesinde yaklaşık 1.5 - 2 yıl önce buldum . İşte o günden beri her ay en az 2 kere blog unu takip ederim . Hiçbir eğitim seti , kitabı , kod anlatması yok ama yaptıkları , yapıyor oldukları yüzünden tanışmak istediğim birisi . Benden daha fazla gıcık olmuş ve büyük ihtimalle onu tanıyan birisi onun hakkında blog açmış . Çok çalışmış , başarmış ve başarıları devam eden birisi . Linux kullanmayı seviyo , IOS ve Android için daha aktif uygulamalar yapıyo ama Microsoft da işe girdi ve hemen mezun olur olmaz girdi . Staj yaptığı yerler mükemmel , projeleri güzel bir yazılımcı . Sanırım onunla yakın tarihlerde android programlamaya başladık ( blogdan anladığım kadarıyla ) ama onun yazdığı kodları okuduktan sonra 1 hafta kendime gelemedim ve tam olarak şu psikolojiye girdim . Kenisinin ben fazla beğenmesem de "olla.com" diye foursquare a tam olarak rakip bi uygulaması vardı ve bende bi deniyim dedim . Daha sonra "welcome to olla.com" temalı mail gelince cevap yazim , muhabbet olur dedim ama 1 - 2 ergen mesajından sonra mail atmayı kestim . Tanışma ihtimalim çook düşük çünkü Amerikada çalışıyo ve karşılaşacağımızı sanıyorum . Ama karşılaşıp muhabbet etsek iyi olurdu . 

İşte tanışmak istediğim ve inş. bir gün tanışma fırsatını bulabileceğim yazılımcılar şimdilik bunlar . Tabii ki tanıştığım ve mükkemel yazılımcılar da var : Turan Konan , Parvin Gasimzade , Serhat Sarı , Akın Kaldıroğlu , Erdinç Uzun vs .. Hepsinden bişeyler öğrendim , birşeyler kapmaya çalıştım ve sanırım biraz kaptım da .Ve de fark ettim ki hepsi erkek . Ya bayan yazılımcı yok ya da kendilerini tanıtmıyolar . Umarım bi gün ben de çevreme bu konuda yararlı olabilirim 

25 Nisan 2013 Perşembe

Motodev Studio öldü !

Merhaba . Eclipse e tam alışamayan , eclipse de android kısayolları göremeyenler için ilaç Motodev Studio ydu fakat ne yazıkki Motorola desteğini kesti.

Android uygulama geliştirmeye başladığım ilk dönemlerde ne zaman neyi yapacağımı tam bilemediğim için Visual Studio tarzı sürükle bırak mantığında geliştirme ortamı arıyodum . Daha sonra motodev studio yu buldum ve zamanında bana çok yardımcı oldu . Visual Studio kadar olmasa da standart eclipse den çok daha iyiydi ve daha hızlı geliştirme yapılıyodu . Geliştirenin Motorola olduğunu duyunca da aklıma Cem Uzan gelmişti .

İşte o günden sonra geliştirmeleri motodev üzerinden yaptım . Service , Broadcast Receiver , SMS leri okuma gibi temel şeyleri birkaç tıkla hallediyodum . Ama yaklaşık 1 hafta önce artık yeni proje açmada , layoutlarda sıkıntı yapınca güncelleme gereği duydum . Uygulamanın kendi içerisindeki "check for updates" i en az 1 aydır deniyodum ve hiçbir update bulmuyodu . Ben de bari elle güncelliyim dedim ama sitesinde ne güncelleme ne de programın kendisinden bahsediliyodu . Google da kısa bi aramadan sonra kötü haberi onaylı bi şekilde gördüm . Zaten ben de bi ara motodev e ek özellikler ekliyim derken iyice bozmuştum .

O andan sonra standart eclipse e geçmem gerekti ve şu an Eclipse ve Motodev icon ları yan yana duruyo . Android in kendisi , proje dosyaları , herhangi bişey silinmesin diye motodev e dokunmuyorum ama yakında silmek zorunda kalıcam .

Keşke motorola motodev den desteğini kesmese ve android e yeni başlayanlar fazla zormanmayacak olsa . Belki motodev beni birazcık hazırcılığa alıştırmıştır ama o kadar pratikten sonra sanırım motodev olmadan da güzelce kod yazabilirim , ihtiyacım olan tek şey google .

Ben google dan da yeni bi derleyici olmasa da eclipse e daha güzel bi android plugin i bekliyorum fakat google yıllardır yapmamakta ısrar ediyo . Sanırım android in açık kaynak politikasından dolayı motorola gibi başkalarından bekliyo . Eclipse market de birazcık arama yaparsam işe yarar bikaç plugin bulabilirim .

Bi de eclipse in en büyük problemi çok zor açılması ve açıldıktan sonra kendine çok zor gelmesi . Ne Visual Studio ne de XCode da böyle büyük bi problem yok . Denemedim ama sanırım eclipse in son sürümünde de android tam desteklemiyomuş . Yani eclipse de de güncelleme yaparken 2 kere düşünmem gerekicek ama şimdilik bu eclipse bana yeter

Umarım motorola pişman olur ve motodev e tekrar destek verir . Ya da benzer bi derleyiciyi Samsung dan bekliyoruz  , o kadar Galaxy cihaz sattınız biraz da geliştiricileri düşünü artık !!!!

5 Nisan 2013 Cuma

A'dan Z'ye jQuery - Olmuş ama Tam Değil


Merhaba . Bu yazıyı 2-3 gün önce yazmayı planlıyodum ama bu kitapla ilgili hiçbişey planladığım gibi gitmediği için bu yazı da planlandığı gibi olmadı .

Kitabı yaklaşık 1-1.5 ay önce aldım ve kitabı alırken diğer Jquery kitaplarına da ayrıntılı olmasa da baktım ve en iyisinin bu olduğuna karar verdim (kısa tanıtım için tıkla) .  Kitap önce kısa bi javascript ile başlamış , daha sonra jquery ajax , jquery UI , jquery Mobile derken Android ve PhoneGap a bağlamış olayı . Ayrıca kitapta bolca PHP , veritabanı , HTML kodlarını görebilirsiniz . Bazı yerlere çok değinmiş , bazı yerler için sayfa israfı yapmış ama genel olarak iyi .

Kitabı almak için baktığımda yanında CD göremedim . İçinde illaki yazılan kodlar için link vardır dedim ama onu da bulamadım . Sonra bu adamlar kitabı satmak için bilerek kodları vermiyo , mecbur kitaptaki kodları yazıcaz dedim ve kitap - bilgisayar arasında bayaa bi yol yapmış oldum . Daha çok gece çalıştığım için ışığa göre oturmam gerekti falan . Yani 0 derece olan gözümün nimetlerinden sonuna kadar yararlandım . Amaa şu kitabı internette ariyim , size link verim diye kitabı google da ararken kodları indirmeye yarayan link gördüm . Yani kitap bitti , kodların bazılarını yazdım - denedim , bazılarını sadece roman gibi okudum ve her şey bittikten sonra linkleri bulmuş oldum . Keşke kitapta yazsalardı linki . Bi de şu çakallığı söylemeden geçemicem . Sitede kodları indirmek için size bi soru soruyo . "jQuery Kitabınızdaki 1. Bölüm 1. Paragrafın ilk kelimesini giriniz." İndirmek isteyenler için cevap : "Kitap"  . Bu kodlar niye bu kadar değerli anlamıyorum . Sanki örnek kodları indiren kitabı almıcak!!


Kodları elle yazdığım için bitirme süresi çok uzun oldu . Bazı yerleri okuyup geçmek zorunda kaldım . Kitap genel olarak güzel anlatıyo fakat bazı bölümde verilen kodlar denildiği gibi çalışmıyo . Basit hatalar var , kitaptakinin aynısını yazim , çalışsın diyenlerin şevki kırılabilir . Bazı jquery fonksiyonları sadece anlatıp geçilmiş . Nasıl kullanılır , niye kullanılır , parametreler ne işe yarar söylenmemiş . Ama kitaptaki bilgiler internette birleşince ortaya güzel şeyler çıkıyo . 

 Javascript , php , veritabanı , html üzerinde ağırlıklı olarak durulmamış . Kısaca anlatıp geçmek tercih edilmiş . Kitabı tam olarak anlamak istiyosanız bunları temel olarak bilmeniz gerekiyo . Yoksa kitabın yaklaşık 1/4 ünden bişey anlamazsınız .

Jquery mobile kısmı benim kitabı gerçek alma sebebim ama istediğim şeyleri bulamadım . 1-2 temel şey var ve bu bütün projelerde var . Mesela adam sadece 1 label göstericekse illaki "header , content , footer" kısımlarını ekliyo ve bu kodlar en az 10 satır. Onun yerine başta bunları anlatıp ilerisinde parça kod olarak verilse sayfa sayısı azaltılabilir , daha çok konu anlatılabilirdi . Ama Türkiyede ne kadar sayfa , o kadar para gibi bişey var sanırım . Tabii bu kitabın fiyatına da yansıdı . Dediğim şeyler yapmılmış olsa kitap 500 sayfadan 350 sayfaya rahat bi şekilde düşebilirdi . Ama yazarın tercihi diyip geçmek gerek .

Jquery mobile dan sonra Eclipse ve Phonegap kısımları var . Ben javascript ile cross platform mobil uygulama yazmayı tam olarak mantıklı bulmadığım için o kısmı atladım . Ama o kısım da hızlı geçmiş . Zaten Eclipse e android SDK sı kurmak başlı başına 5-6 sayfa .

Sonuç olarak kitap yararlı oldu ama beklediğim gibi beni "aydınlatmadı" . Biraz daha pratik yapmış oldum . Bi de yazar jquery kütüphanesini kullanmayı değil fonksiyonları kullanmayı anlatmış . Yani jquery API sine bakınca yeni fonksiyonları tam olarak anlayamadım . Dreamweaver da otomatik tamlamlamayı tam olarak desteklemediği için kodları kolayca yanlış yazabilidim . Bayaa bi yerde debugging için alert verdirmem gerekti . Fakat kitabı bitirince anladım ki ben javascript , php , html yazmayı sevmiyomuşum . Ne yazıkki bu da değişmedi ama en azından 1-2 tane jquery ve özellikle jquery mobile pdf si bitirme hedefim var . PDF leri indirdim , şimdi seçim yapmam gerekli.

15 Mart 2013 Cuma

Oturduğun Yerden , Hatta Yatarak PARA KAZANMA


Merhaba . Öncelikle bu yazıyı Google dan arayarak bulduysanız bayaa bi site gezmiş , okumuş ve gerçekten yattığınız yerden para kazanacağınıza inanıyosunuz demektir .

Ben inanmıyorum . Ama inanıp internette seni bulup inandırmaya çalışan daha da kötüsü çevremde iananlar var.

İlk örnek ne yazıkki internetten . Bir bayan (adını hatırlamıyorum) ben uyurken aradı ve "merhaba metin bey şu şu şu siteniz çok güzelmiş , çok beğendim" diye lafa başladı . Ama ilk lafında muhabbete yanlış yerden girdi çünkü sitem ödeme yapmadığım için kapatıldı ve ben siteyle en az 5 aydır uğraşmıyorum . Uykulu uykulu "site kapalı , o hosting firmasının index" i dedim ve o da "hee , düşünemedim " dedi . Amacı daha sonra ortaya çıktı . "Affiliate sistemimizle ilgenirmisiniz" diye konuya girdi . Ben de uykunun verdiği bi sersemlikle "ne ? " diye cevap verdim sanırım . O da ben bu kelimeyi bilmiyorum sanıp "Satış ortaklığı projemiz var , oturduğunuz yerden ..... (devamı belli zaten)" diyip lafa girdi . Ben zaten uykumun derdindeydim . Ard arda "Yok , ilgilenmiyorum , olmaz , hı hı , ewt , hmm" dedikten sonra bayan istemediğimi anladı ve "tamam o zaman iyi günler" diyip kapattı .

Telefon olduğu için sıkıntı yok , istediğim zaman kapatabilirim , tek kötü yanı uykumu bölmüş olması . Ama daha da kötüleri var "kıramayacağın dostun" .

İkinci örnekte çocukluk arkadaşım , hangi üni hatırlamıyorum ama Uluslar Arası İlişkiler okuyo ve gerçekten çok iyi birisi . Bi gün facebook dan "seninle ilgili çok iyi projem var " dedi ve projenin ne olduğunu ısrarlarıma rağmen söylemedi , ben de fazla üstüne gitmedim . Daha sonra telefonla aradı "çok iyi iş buldum , istediğin zaman çalışıcaksın , çok kazanıcaksın , ben yapıyorum , aklıma sen geldin ..." gibisinden yine meraklandırıcı cümleler söyledi fakat işi yine söylemedi . Üçüncü aramasında ise "ben şuan ofisteyim , sen de gel dedi". Ofis diyince gerçekten de ciddi bi iş yapıyo ve beni de ciddi bi işe çağırıyo diye tahmin ettim ve bi anda ikna oldum .

Yazın ortasında çok sıcak bi günde Okmeydanı ndan Kadıköy e gitmek zorunda kaldım (ne kadar gittiğimi görmek için tıkla) . Buluştuktan sonra "ofis" dediği yere gittik ve daha kapıdan ilk girerken "lanet olsun , tahmin etmeliydim " diye içimden geçirdim . Çünkü kapıda sözde bizi sonsuza kadar sağlıklı yaşatacak ilaçlar vardı ve %99 ihtimalle de iş saadet zincirinin içerisinde bi halka olmaktı ve ne yazıkki tahmin ettiğim gibi de oldu. Önce girmek istemedim , "yapmayalım , bunlar  yalan , allah aşkına , ne olur , bırak gidim , acil işim çıktı " sözleri bile beni kurtarmadı ve yeni gelenlere yaptıkları seminere girmek zorunda kaldım . Tabii ki tek kurban ben değildim . Sistemin içerisinde olan diğer insanlar da arkadaş ve akraba kimi buldularsa getirdiler . Konuşmayı yapan bi doktordu . Sözünü başında "yeni gelenler neden burda olduklarını bilmiyolar , zaten ben de sizi buraya çağranlara kesinlikle söylememelerini tembih ettim dedi" ve o anda dostumu bu gerizekalının kandırdığını anladım ve tabii ki içimden küfür etmeye başladım . Daha sonra başlangıç konuşmasına girdi "ben hastalarıma eczanelerdeki ilaçları yazmaya utanıyorum . onlar kötü , bunlar iyi . bunu kullanan bana duacı" temalı bi konuşma yaptı. En son tabii ki saadet zincirini anlattı . Bütün saadet zincirlerinde olan bence "yalanları" söyledi . "Satmak zorunda değilsiniz , satmadan kazanıcaksınız , alt üye , üst üye , alt üyenin sattığının yüzde bilmem kaçı sana gelicek , senin sattığının yüzde bilmem kaçı üst üyene gidicek.." Ama sisteme girmen için 900 TL ödemen lazım .

Bütün bu klişe lafları dinledikten sonra ara oldu ve "inanmayan arkadaşlar 2. bölüme katılmasalar da olur dediler" . Tabii ki ben de inanmayan olarak gitmek istedim . Ama arkadaşım , "bu bildiğin gibi değil , ben de kazanıyorum . Ailem ilaçları (firmanın lafı : kesinlikle ilaç değil , destekleyici ürün) kullanıyo çok memnun " dedi . Ama o kadar zırvalıkları dinledikten sonra 2. bölüme girersem arkadaşımdan nefret ederim diye girmemekte ısrar ettim ve girmedim .

Firmayı söylemekte hiçbir sakınca yok . Forever Living (sonsuza kadar yaşamak) , işin daha da kötüsü benim arkadaşım biraz dindar birisi ve ahiret inancı çok sağlam . Benim şaşırdığım nokta böyle bi ismi olan firmaya nasıl inanıyo . Ben tam gidicekken tabii ki o beni 2. bölüm için kalmaya ve tüm sorularımı orta yollu bi şekilde cevaplamaya çalışıyodu . 3 ya da 4. kez "Sen nasıl bulaştın bu saçmalığa " diye sorduğumda cevap vermek zorunda kaldı . Eniştesi de bu işin içindeymiş , hatta 1. bölümde "biz yaptık , beğendik , siz de yapın " diye anlatanlar içindeymiş.

Sonuç olarak şu ana kadar çok yattığınız yerden para kazanın yazısı , videosu , teklifi , sistemi gördüm ve bence hepsi yalan . Bunu okuyup bu sitemi savunanlar olabilir , belki bu işten para da kazanıyolardır ama reklamlarda dedikleri gibi "zengin olma sırası sizde , şu ana kadar ... kişi zengin oldu" diye bişey yok . Bence bu sistemlerde en çok kazanan tepedeki zeki insanlar . Bu sistemler bi ara patlama yapmıştı ve ev ev dolaşıyolardı ama dolandırıcılık haberlerinden sonra azalmaya başladı.

Eğer ki yazıyı okuduktan sonra varsa tarayıcıdaki diğer sekmelerde duran yatarak para kazanma konulu içeriğe bakacaksanız devam edin . Ama allah aşkına saadet zinciri olmasın , dostlarınızı boşuna yormayın . İyi Günler , Bol kazançlar

6 Mart 2013 Çarşamba

Microsoft Student Partner ( MSP ) "Adayı" oldum


Merhaba .  Uzun bir bekleyişten sonra MSP adaylığına başvurumun kabul edildiğine dair mail aldım ama sonuçtan çok süreç beni yordu . İşte süreç :

İlk olarak 2 dönem önce başvurdum MSP olmak için . O zaman başvuru formunu doldururken video göndermek de zorunluydu . Videoda genel olarak "neden MSP olmak istiyorum , olursam neler yapıcam " gibi soruları cevaplamak gerekiyodu . Kısa video olması gerekiyodu tabii ki , ortalama 5 dk demişlerdi fakat ben videoyu çekmek için 2 günümü harcadım . Hep aklıma yeni bişi geldi , hızlı konuştum , yawaş konuştum , saçma konuştum , arkadan biri geçti falan derken ilk gün 3-4 saat uğraşmama rağmen "tamam oldu" denecek bişey çıkmadı ortaya . Diğer gün artık ne diyeceğimi kafamda toparlamıştım . 1-2 saatte derdimi anlattım ve baktım ki derdim maksimum 2.5 dakikalıkmış . Videoda genel olarak programlama bilgim üzerine konuştum , Windows 8 , Windows Phone 8 derken MSP olmak iyi olur , hem de bu teknolojileri yakından tanıma , anlatma fırsatı bulurum dedim .

Videoyu youtube a yükledikten sonra formu eksiksiz doldurdum ve yolladım. MSP başvurusu haberi bölümün facebook grubunda olduğu için diğer arkadaşlarda başvurmuştur diye düşündüm . Sonuçları heyecanla beklerken seçilmediğimi gördüm . İşin daha da kötüsü bizim okuldan seçilen hiçkimse yoktu . Tabii ki değerlendirme sonrasında videoyu sildim

Diğer dönem ise reddedilmenin kırgınlığı ile "amaan ne başvurucam" diyip başvurmadım . Bu dönem de yine grubun facebook sayfasında gördüm ve yine başvurmucam derken başvurunun son günü "formu doldurup yollarım , ne olursa olsun " ( video çekmiyeceğim garantiydi ) formu doldurup yolladım . Bu dönemin diğer dönemlerden farkı başvuruların tekbir sitede sadece "Region" farkına göre olmasıydı . Video istenmiyodu ve başvuru formu ingilizceydi . Ben de madem başvuru formu ingilizce açıklamaları da ingilizce istiyolardır mantığıyla formu ingilizce doldurup gönderdim . Zaten yazıcaklarımı da önceden düşünmemiştim . Aslında açıklamalar türkçe de doldurulabilirmiş ve benim yeni başvuru formu göndericek kadar zamanım vardı fakat yine uğraşmadım ve öyle kaldı.

Sonuçlar yaklaşık olarak 15-20 gün önce açıklanmalıydı fakat resmi bi açıklama olmadı . Daha sonra ise facebook sayfasında MSP listesi güncellendi ve bizim bölümden 2 kişi şeçilmişti ve ben yoktum (halaa yokum) . Seçilemedim , bitti artık derken kesin sonuçların o liste olmadığı , en geç 1 Mart a kadar başvuranlara cevap vericeklerini söylediler . 1 Martta da mail gelmedi . Artık seçilemediğim garanti derken 5 Martta Windows a Need For Speed Most Wanted 2012 oyununu bitirip mailime bakarken kabul edildiğimi gördüm . Yani sonucu Windows da görmüş oldum. Mailde şunlar yazıyo : " MSP programı için yaptığınız başvuru bizlere ulaştı ve değerlendirmelerimizi tamamladık. MSP’lik öncesinde, programa MSP adayı olarak katılımınız onaylandı. Önümüzdeki dönem içerisinde göstereceğiniz katılım süresinde, MSP lideriniz ile yürüteceğiniz çalışmalar temel olmak üzere, performansınız değerlendirilip, adaylıktan MSP’liğe geçme durumunuza karar verilecektir." dendi ve MSP liderimden mail geliceklerini belirttiler

Şuanlık bir mail gelmedi ve MSP liderim kim , acaba neler olucak , neler yapıcaz , Windows 8 , Windows Phone 8 konusunda neler olucak beklemekteyim . Birazcık uzak kaldığım Microsoft teknolojileri hakkında artık daha fazla bilgi sahibi olup başkalarına da anlatabilirim umarım . Aynı dönemde MSP adayımıyız emin değilim ama bizim bölümden diğer seçilen kişi "Ruşen Tezelci" de bence bizim sınıfta MSP liği hak eden 3 kişiden biri (hakedenlerin hepsi bayan!!!!) .

Sonuç olarak seçilmiş olmanın verdiği bi haz var ama beni daha çok etkileyen süreç oldu .
NOT : Seçilemeseydim başka bi blog yazısı da kafamda hazırdı . Son 1 haftadır o yazıyı şekillendiriyodum bu yazı sürpriz oldu .

9 Şubat 2013 Cumartesi

IOS İnternetten Resim İndirme Asenkron

Merhaba . Önceki örnekte internette verilen linkten resimi indirme ve göstermeyi anlattım . Bu kez ise aynı işlemi asenkron yapmayı anlatıcam . Öncelikle asenkronun gerekliliğini anlatim .
Önceki örnekte resim indirilirken  Main Thread kullanılamaz olur ve kullanıcı resimi indirme esnasında hiçbir işlem yapamaz. İnternetin yavaş olması bu zamanın artmasına neden olur ya da uygulama hata verebilir. Bunun yerine aynı resmi asenkron indirerek Main Thread i kullanmadan yapabiliriz . Böylece kullanıcı istediği işlemi yapmaya devam edebilir . Kodlara tam anlamıyla hakim olabilmek için "dispatch_queue " ye biraz alışık olmak gerekir.

İndirme kodları önceki örneğin aynısı , o kodları anlatmıcam , sadece aynı işlemi asenkron yapmayı anlatıcam .

Fonksiyonumuzun adı bu kez "-(void)resimIndirASYNC:(NSString*)resimLink" .

 dispatch_queue_t queue = dispatch_get_global_queue(DISPATCH_QUEUE_PRIORITY_DEFAULT, 0);


ile dispatch kullanarak queue oluşturuyoruz ve işlem asenkron olacağı için dispatch_get_global_queue yi kullanıyoruz ve bu fonksiyon 2 parametre alıyo . 1. parametre öncelik , yani işlemin önceliği . Bunu standart olarak "DISPATCH_QUEUE_PRIORITY_DEFAULT" diyoruz. Yani varsayılan . extra bi öncelik gerektirmeyecek şekilde .  2. parametre ise sistem Flag ı . Bu değer genellikle "0" olur . Zaten Apple dökümanlarına baktığınızda bu değerin 0 dan farklı olması durumunda geriye Null döndürülebileceği söyleniyo . Yani her zaman 0 yazıoruz .

dispatch_async fonksiyonu verilen işlemi oluşturduğumuz queue de asenkron olarak yapmamızı sağlıyo . Burada indirme işlemi yapıcak .  Bu fonksiyonda 2 parametre var . 1. parametre asenkron işlemin hangi queue üzerinde çalışacağı . Oluşturduğumuz "queue" değişkeni 1. parametremiz oluyo . 2. parametre ise bir blok yani asenkron olarak çalışacak fonksiyon . Yani indirme işleminin yapılacağı işlem .

Resmi asenkron olarak internetten indirdikten sonra bu resmi UIImageView de göstermek için Main Thread i kullanmamız gerekir . Çünkü kullanıcıyla iletişime geçilen tek thread main thread dir . Bu işlem senkron olarak yapılmalı , yani Main Thread etkilenmeli . Asenkron işlemin içinde senkron işlem yaptırmak için "dispatch_sync" metodu kullanılır ve bu metod da dispatch_async gibi 2 parametre alır . İşlemin senkron olması için 1. parametre "dispatch_get_main_queue()" , yani kodların main thread üzerinde çalışması . 2. parametre ise çalışacak kodlar . Burda basit olarak indirdiğimiz resmi UIImageview üzerinde gösteriyoruz .




- (void)viewDidLoad
{
    [super viewDidLoad];

    NSString *resimLinki = @"https://devimages.apple.com.edgekey.net/technologies/tools/images/new_hero20110308.jpg";
   
    [self resimIndirASYNC:resimLinki];
}





-(void)resimIndirASYNC:(NSString*)resimLink{

    dispatch_queue_t queue = dispatch_get_global_queue(DISPATCH_QUEUE_PRIORITY_DEFAULT, 0);
   
    
    dispatch_async(queue, ^{
       
       
         
        NSURL *resimUrl = [NSURL URLWithString:resimLink];
       
        NSData *resimData = [NSData dataWithContentsOfURL:resimUrl];
       
        UIImage *indirilenResim = [UIImage imageWithData:resimData];
       
   
       
        dispatch_sync(dispatch_get_main_queue(), ^{
          
            imageView.image = indirilenResim;
           
           
        });
       
       
    });





}


IOS İnternetten Resim İndirme Kodu

Merhaba . IOS de verilen linkten resim indirme ve bu resmi UIImageView de göstermeyi anlatıcam .  Bu örnek en basit örnek ve resim internetten indirilirken Main Thread kullanılıyo . Bu durumda diğer viewler (buton falan) kullanılamaz .

Ekranı kaplayan UIImageView ekledim ve indirilen resim burada gösterilecek .

  


@property(nonatomic,retain)IBOutlet UIImageView *imageView;
 
ile UIImageView için property oluşturuyoruz ve imageview imize bağlıyoruz . Böylece indirdiğimiz resim bu imageview de gösterilebilecek. Property i ".m" dosyasında synthesize etmemiz gerekiyo.

Resim indirme işlemini fonksiyona atadım ve bu link dışarıdan indirilecek resimin linkini alıyo .

   -(void)resimIndir:(NSString*)resimLink

NSString tipindeki link NSUrl oluşturmak için kullanılıyo .

    NSURL *resimUrl = [NSURL URLWithString:resimLink];

URLWithString metodu verilen linkten NSUrl oluşturmamızı sağlar .

     NSData *resimData = [NSData dataWithContentsOfURL:resimUrl];

ile de verilen url den NSData türünde bilgi gelir . NSData genel bir kavram ve birçok tip için kullanılır . Biz de resimimizin bilgisini burada tutucaz . Gerçek indirme işlemi burada yapılıyo

      UIImage *indirilenResim = [UIImage imageWithData:resimData];

ile de indirdiğimiz veriyi resime dönüştürüyoruz . Artık bu resmi kullanabiliriz

     imageView.image = indirilenResim;

bu adımda da resimin gösterilme aşaması var . Eğer ki herşey doğru çalışıyosa resmi görmeniz gerekir.

Yazdığımız fonksiyonu denemek için ViewDidLoad metodunda örnek olarak bir resim indirdim .

   NSString *resimLinki = @"https://devimages.apple.com.edgekey.net/technologies/tools/images/new_hero20110308.jpg";
    

  [self resimIndir:resimLinki];




İstediğiniz resimin linkini yazarak resimi indirebilirsiniz.

Birsonraki yazıda resmi asenkron olarak indirip ekranda göstermeyi anlatıcam


-(void)resimIndir:(NSString*)resimLink{
   
    NSURL *resimUrl = [NSURL URLWithString:resimLink];
   
    NSData *resimData = [NSData dataWithContentsOfURL:resimUrl];
   
    UIImage *indirilenResim = [UIImage imageWithData:resimData];
   
    imageView.image = indirilenResim;



}




 

10 Ocak 2013 Perşembe

iosprogramlama.blogspot.com kapandı !!!


Merhaba . Yaklaşık 10 dk öncesine kadar hayatımın nasıl gittiğine dair blog yazısı yazıyodum ki yarıda vazgeçtim , benim bile ilgimi çekmedi .

İkinci konu olarak da http://iosprogramlama.blogspot.com/ sitesinin kapatılması. IOS konusunda Türkçe kaynağın çok az olmasından dolayı bulduğum siteleri kaçırmak istemiyorum . işte bu da onlardan biriydi. Site pro düzeyde kodlama anlatmıyo ama iyi ipuçları veriyoDU. Sitenin feed ine abone oldum ve yaklaşık olarak günde  2 kere siteye yeni içerik eklendimi diye bakıyodum . Siteyi fark ettiğim anda zaten bütün yazılarını okudum . Bazıları basitti , okudum geçtim , bazılarını halaa anlamıyorum . Siteye giriş yok tabii ki ama Google önbelleği ile girmek isteyenler için : LİNK

Site bir kişinin sitesi değil . Yazarlar kısmında "Anadolu Üniversitesi iOS Ekibi " yazıyo ve büyük ihtimalle üniversitenin öğrencileri tarafından yazılıyodu . Ya öğrenciler mezun oldu ya da artık ilgilenmediler ki site kapandı ama kendi tahminimce mezun olup işe başladılar ve geçim kaygısı falan filan onları da sardı .

Bir diğer örnek ise http://getitandroid.com ve android ile ilgili bilgiler yer alıyo .Site kapanmadı ama son yazı 12 Eylül 2011 tarihinde yazılmış. Bu site de zaten tek bir kişi tarafından değil Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğrencileri tarafından yönetiliyodu . Bu sitenin kurucusu olmasa da en aktif yöneticisini tanıyorum . Birebir olmasa da mail olarak sohbetimiz oldu ve sanırım geçen seneye kadar o da öğrenciydi ve şimdi mezun oldu ve çalışıyo . Diğer yöneticiler zaten fazla aktif değillerdi , onlar da karambole gitti .

Üçüncü örneğim de www.programlamadefteri.com olsun. Site halaa aktif ve kimler tarafından yönetiliyo o kadar da umrumda değil . Forum bölümü Android kısmında aktif ama IOS kısmında yok gibi bişey . Bunların da vazgeçtikleri konu videolu dersler . Site ilk açıldığında videolu dersler yapılacak deniyodu ama sadece konuların başlangıç kısımları var ve başka video da çekilmicek galiba .

Bu görüşlerin hepsi tüketici gözünden tabii . Yani "bi site açtın sahip çık kardeşim" mantığı . Ama bi de işin diğer tarafı var . Yani iosprogramlama.blogspot.com sitesinden hiç kar etmediler , getitandroid.com okul bittikten sonra hayatını devam ettiricek kadar popüler değildi , programlamadefteri.com a içerik ekleyenler büyük ihtimalle öğrenci ve onlar da okulları bitip çalışmak zorunda olduklarında siteden kopucaklar . Belki yerlerine başkaları gelicek , belki de site diğer siteler gibi kaybolucak ya da eski bilgilerle dolu olucak . Ama ne olursa olsun bence site kapanmamalıydı . Sonuçta blogspot.com uzantılı bi site ve domain ve hosting e para ödenmiyo .

Bu kadar şey yazdıktan sonra biri de çıkıp doğal olarak "sen yap da görek" diyebilir . Ama kendim de biliyorum ki ben de başlasam illaki bi yerde bırakıcam ve okulun bitmesi yakın olduğundan bu uzun sürmücek . İşte o yüzden hiiçç başlamıyorum . Ama durumlar değişir de yazanların değeri artarsa işte o zaman daha mantıklı düşünürüm . işte o güne kadar ingilizce den türkçeye çeviri IOS programlama kitapları ve paralı video lara devam ...