Merhaba . Öncelikle Google a çok kızdım , eğer ki google ne yaparsa doğru yapar mantığında birisiyseniz bu yazıyı okumayın . Çünkü gördüğüm kadarıyla bunu düşünen çok var ve ben de 1-2 yıl öncesine kadar böyle düşünüyodum. Devam etmek isteyenler için konuya geliyorum .
Yeni bi Android sürümü olan 4.3 sürümü çıktı ve ilk güncellemeyi tabii ki Google cihazları olan Nexus lar alıdı . Google android 4.0 sürümünden beri yeni sürümlerde işletim sistemini biraz daha stabil yapıyo ve sistem kaynaklarını daha az kullanıyo . Yani 4.3 ün Galaxy Nexus için geliceğini tahmin etmek hiç de zor olmadı . Ondan sonrası için herkes android 5.0 sürümünü bekliyodu fakat google ters köşe yaparak 4.4 (kitkat) sürümünü çıkardı ve 5 için erken demiş oldu .
Android 4.4 te en çok ön plana çıkarılan özellik eski cihazlarla bile çalışabilecek olması . Normalde beklenen 1 GB üstü ram i olan cihazları desteklemek olurdu fakat google bu sürüm için alt sınırı 512 mb yaptı ve şu anki kullandığım ve yine bir google cihazı olan Nexus One ın ram i 512 mb . Yani son sürüm nexus one a verilir mi acaba diye heyecanla bekledim . Çünkü android in en büyük sorunu düşük donanımlı cihazlara yeni işletim sistemini vermemesi . Bu yüzden tüm android cihazlarının yaklaşık %40 -%50 si halaa android 4.0 ı kullanabilecek durumda değil ve güncelleme de gelmicek zaten . Bu oranın düşmesini sağlayacak tek şey o telefonların çöp olup yerine yeni cihazlar alınması .
Şu an telefon özelliği olarak Nexus One kullanıyorum ve içerisinde özel romlarla android 2.3.7 sürümü var . Android 4.0 ı tanımak ve ona da uygulama geliştirmek için mecburen bir cihaz almam gerekiyodu ve en yeni sürümleri ilk almak için nexus cihaz almam gerekiyodu . Onun için de Galaxy Nexus almıştım ve şimdiye kadar çok memnundum
Olay son sürümün açıklanmasıyla başladı . Google android 4.4 ü hangi cihazlara sunulacağını açıkladı ve aralarında Galaxy Nexus yoktu ve bi daha da yeni sürümlerde olmucak . Cihaz son sürümü fazlasıyla karşılıyo , donanımsal hiçbir eksik yok . Fakat google kendine göre cihaz eski olduğu için (18 aydan eski ) geleneksel olarak güncelleme yollamıcakmış . İşte verdikleri cevap burda
Bu tabii ki bana göre çok saçma ve mantıkla açıklanacak bi tarafı yok . Nexus cihazlar geliştiriciler için düşünülmüş cihazlar ve normal kullanıcı fazla kullanmaz . Çünkü multimedia özelliği ön plana çıkmaz . Daha çok ram - işlemci gibi özellikleriyle olarak ön plana çıkar ve şu haliyle android 4.4 ü sorunsuz bir şekilde çalıştırabilir . 18 ay politikasını da ilk kez duydum . Tabii ki Galaxy Nexus ilk çıktığında almadım . Ama maksimum 1.5 yıl önce Türkiye'de Avea satışını yapıyodu ve nakit fiyatı 2000 tl civarındaydı , hiç de az değil . İşte o zaman hep yeni sürümler bize gelicek diye cihaz alanlar şimdi kendilerini kazıklanmış olarak hissediyolar ve bi yerde haklılar .
Google 4.4 güncellemesini vermiyo ama bu güncellemenin olmuyacağı anlamına gelmez . XDA geliştiricileri çoktan çalışmalara başlamış ve 1-2 gün geçmesine rağmen ilk alfa sürümü çıkarmışlar bile . Kararlı sürümün çıkması zaman alıcaktır tabii ama onların sayesinde yeni sürümü cihazda biraz sorunlu ve performans kayıplı olarak da olsa kullanabileceğiz , bu da iyi haber .
Biraz da tepkilerden bahsetmek istiyorum . Ben google ın güncelleme vermiyeceğini ilk duyduğumda çok kızdım ve internette sebeplerini araştırdım ama sonunda hep 18 ay çıktı karşıma ve benim gibi Galaxy Nexus kullanıcıları da kızgın . Türkiyedeki forumlarda da baktım ve inanılmaz bi şekilde google ı bunu yaptığı için savunanlar gördüm . Uzun bir kaynaksız yazı paylaşılmış ve yazıda google haklı samsung a lanet olsun tarzı şeyler yazılmış . Sözde google samsung un bir çipi yüzünden güncelleme veremiyomuş . İnandırıcı gelmedi çünkü yabancı kaynaklarda böyle bişey göremedim . Zaten bu sürüm olamaz olsaydı XDA geliştiricileri 4.4 ü isteseler de çıkaramazlardı .
Türkiyedeki tepkileri ve benim cevaplarım ( nick metinogtem ) bu linkte . Konuya abone oldum , her mantıklı mesaja site üzerinde cevap vermeye çalışıyorum ve vericem de . Ama gördüğüm kadarıyla ne olursa olsun google haklı diyenler var . Onları hiç anlamıyorum zaten .
Aslında bu güncelleme konularında apple ile google ı karşılaştırıcaktım fakat yazı çok uzun olduğu için yapmıcam . Belki başka bir yazıda .
3 Kasım 2013 Pazar
25 Ekim 2013 Cuma
Ekimde ne oldu ? Bu Ayın Raporu
Merhaba . Ekimin de sonlarına geldiğimize ve yazıcak belli bi konu olmadığına göre genel olarak ekimde olan şeyleri yazayım dedim .
Öncelikle ekim in geldiğinin hiç farkında olmadım ve gittiğinin de farkında değilim . Yani bi gün takvime baksam ve ekimi yanlışlıkla eylül diye okusam hiç yadırgamam ve bu işte bi terslik var diyip takvime bi daha bakmam o derece oldu yani . Zamanı takip edip değerlendirme amacında değilim , günleri saymıyorum bile .
İkinci olan ve zaten hep olmuş olan şey çalışma durumum yani işsiz olmam . Amaaannn diye konuya giriş yapim de bu konuyu benim ne kadar önemsediğimi anlayın . Fazla önemsemiyorum çünkü zaten hep çalışıcaz ve çok çalışıcaz . Çok gereklilik olmadıkça çalışma , ezilerek öğrenme konusuna ısrar etmicem gibi ama tabii gel de bunu büyüklerine anlat . Şu an kimse mesleğimle ilgilenmiyo çalışıp çalışmadığıma bakıyo ama çalışınca da bu mevzu kapanmıcak . Sonra da aldığım maaşa değip değmeyeceği hakkında yorum yapıcaklar ve büyük ihtimalle "o kadar okuduktan sonra... , 3 kuruşa... , bizim komşunun çocuğu..., bi tanıdık... , ben senin yerinde olsaydım..." gibi başlayan cümlelerle yine tatmin olmucaklar . O yüzden bu konuda aile ve çok yakın çevre dışında çok da tavsiye almıyorum ama sonuç olarak işsizim .
Askerlik konusu da okulun bitmesiyle ortaya çıktı . Şu an celp durumum ne , celp ne demek , ne zaman askere gidicem , tecillimiyim hiç bilmiyorum ve sanırım bi gün gidip araştırmam lazım . Umarım kötü bi sonuçla karşılaşmam ya da bi terslik çıkmaz . Şimdilik onu da beklemeye aldım ama sadece kafamda aldım , resmi bişey yok . Soranlara diplomayı alıp askere gidicem sonra çalışıcam diyorum ama kpss de hep bi kenarda duruyo . Kpss ye çalışıp kazanamazsam da koca 1 yıl güme gitmiş olucak yani hep bi tarafta kalmış olucak . Ama benim durumumda olan 1 kişi bile kpss yi kazanır ve atanırsa kpss çok güçlü bir seçenek olarak durucak gibi. Bi karar verirsem yazarım heralde . Bu arada her konuda birinci olan arkadaş (Onur) bu konuda da birinci olarak askere gidicek . Şimdiden hayırlı teskereler :) . O dönünce büyük ihtimalle ben de gidip bitirseydim dicem ama şimdilik iyiyim
Son olarak yazılım . Üni nin son senesinde kendime göre plan yapmıştım ve kısa sürede birçok şeyi öğrenmeye karar vermiştim . Bitmesine doğru zaten okuldan sonra hemen çalışmıcam diyip erteledim . Okul biteli bayaa oluyo fakat yeni şeyler öğrenme kounusunda çok sıkıntı çekiyorum . Artık bildiklerimle ve sıkıştığım yerde google a bakarak iş yapar oldum . Bi anlamda kendimi emekli gibi hissediyorum yazılım konusunda , bunu aşmam gerek ve aşarım heralde .
Yazdıklarıma da bakılırsa ekimde çok özel şeyler yaşamamışım . Her mezun gibi biraz sudan çıkmış balık durumuna dönmüşüm . Eğer ki okul biter bitmez çalışmaya başlasaydım büyük ihtimalle bunu yazmıyo , uyuyor olurdum . Şimdilik bu konuları sıkıntı etmiyorum çünkü biliyorum ki en geç 2-3 yıl sonra bu yazıyı okuyunca okul zamanında yazdığım "lanet olsun derslere" konulu yazılarım gibi gülüp geçicem ve bu zamanlar nasıl bi psikolojideymişim anlıcam . Çünkü içinde bulunduğun dert hep en büyük dertmiş gibi geliyo insana , sonradan anlıyo insan .
Mesajımı da verdiğime göre yazı bitti demektir . Umarım önümüzdeki ay çok güzel bir ay olur .(Not resimdeki ben değilim ama o psikolojideyim)
Öncelikle ekim in geldiğinin hiç farkında olmadım ve gittiğinin de farkında değilim . Yani bi gün takvime baksam ve ekimi yanlışlıkla eylül diye okusam hiç yadırgamam ve bu işte bi terslik var diyip takvime bi daha bakmam o derece oldu yani . Zamanı takip edip değerlendirme amacında değilim , günleri saymıyorum bile .
İkinci olan ve zaten hep olmuş olan şey çalışma durumum yani işsiz olmam . Amaaannn diye konuya giriş yapim de bu konuyu benim ne kadar önemsediğimi anlayın . Fazla önemsemiyorum çünkü zaten hep çalışıcaz ve çok çalışıcaz . Çok gereklilik olmadıkça çalışma , ezilerek öğrenme konusuna ısrar etmicem gibi ama tabii gel de bunu büyüklerine anlat . Şu an kimse mesleğimle ilgilenmiyo çalışıp çalışmadığıma bakıyo ama çalışınca da bu mevzu kapanmıcak . Sonra da aldığım maaşa değip değmeyeceği hakkında yorum yapıcaklar ve büyük ihtimalle "o kadar okuduktan sonra... , 3 kuruşa... , bizim komşunun çocuğu..., bi tanıdık... , ben senin yerinde olsaydım..." gibi başlayan cümlelerle yine tatmin olmucaklar . O yüzden bu konuda aile ve çok yakın çevre dışında çok da tavsiye almıyorum ama sonuç olarak işsizim .
Askerlik konusu da okulun bitmesiyle ortaya çıktı . Şu an celp durumum ne , celp ne demek , ne zaman askere gidicem , tecillimiyim hiç bilmiyorum ve sanırım bi gün gidip araştırmam lazım . Umarım kötü bi sonuçla karşılaşmam ya da bi terslik çıkmaz . Şimdilik onu da beklemeye aldım ama sadece kafamda aldım , resmi bişey yok . Soranlara diplomayı alıp askere gidicem sonra çalışıcam diyorum ama kpss de hep bi kenarda duruyo . Kpss ye çalışıp kazanamazsam da koca 1 yıl güme gitmiş olucak yani hep bi tarafta kalmış olucak . Ama benim durumumda olan 1 kişi bile kpss yi kazanır ve atanırsa kpss çok güçlü bir seçenek olarak durucak gibi. Bi karar verirsem yazarım heralde . Bu arada her konuda birinci olan arkadaş (Onur) bu konuda da birinci olarak askere gidicek . Şimdiden hayırlı teskereler :) . O dönünce büyük ihtimalle ben de gidip bitirseydim dicem ama şimdilik iyiyim
Son olarak yazılım . Üni nin son senesinde kendime göre plan yapmıştım ve kısa sürede birçok şeyi öğrenmeye karar vermiştim . Bitmesine doğru zaten okuldan sonra hemen çalışmıcam diyip erteledim . Okul biteli bayaa oluyo fakat yeni şeyler öğrenme kounusunda çok sıkıntı çekiyorum . Artık bildiklerimle ve sıkıştığım yerde google a bakarak iş yapar oldum . Bi anlamda kendimi emekli gibi hissediyorum yazılım konusunda , bunu aşmam gerek ve aşarım heralde .
Yazdıklarıma da bakılırsa ekimde çok özel şeyler yaşamamışım . Her mezun gibi biraz sudan çıkmış balık durumuna dönmüşüm . Eğer ki okul biter bitmez çalışmaya başlasaydım büyük ihtimalle bunu yazmıyo , uyuyor olurdum . Şimdilik bu konuları sıkıntı etmiyorum çünkü biliyorum ki en geç 2-3 yıl sonra bu yazıyı okuyunca okul zamanında yazdığım "lanet olsun derslere" konulu yazılarım gibi gülüp geçicem ve bu zamanlar nasıl bi psikolojideymişim anlıcam . Çünkü içinde bulunduğun dert hep en büyük dertmiş gibi geliyo insana , sonradan anlıyo insan .
Mesajımı da verdiğime göre yazı bitti demektir . Umarım önümüzdeki ay çok güzel bir ay olur .(Not resimdeki ben değilim ama o psikolojideyim)
29 Eylül 2013 Pazar
Breaking Bad - Finalden 1 Bölüm Öncesi
Merhaba . Önceki yazımda oyundan bahsetmiştim , bu yazımda da Breaking Bad den bahsederek blog u kodlamadan normal bir blog a çevirmiş gibi oldum . Konumuza gelirsek : Breaking Bad şu ana kadar izlediğim yerli - yabancı ayırtetmeksizin en güzel dizi . Çocukluğumda izlediğim Şirinler i saymazsak başkasının çok da etkisinde kalmadan kendi seçtiğim ve gerçekten çok beğendiğim bi dizi. Lost'u da izledim ama herkes izliyo diye izledim ve sanırım onun için o kadar etkilenmedim ama bu farklı .
Breaking Bad i farklı kılan şey ilk bölümü . İlk bölümde türk dizilerinde yaklaşık olarak 3 sezonda verilen bilgi bir anda verildi ve bu bizim dizilerde olduğu gibi konuları tüketmedi (bknz:Kurtlar Vadisi) . Arada canım sıkıldığında hiç ileri sarmadan ilk bölümü izleyebiliyorum ve sanırım Breaking Bad bitincede izlicem . Bence ilk bölümü sevmeyenler diziyi hiç izlemesin zaten
Her dizi gibi inişleri , çıkışları oldu ve bazı bölümlerinde bütün heyecanı finale sakladılar fakat son sezon olan 5.sezonda tüm sezonları geride bırakıp her bölümü ayrı heyecanlı ve tahmin edilemez şekilde sundular . Dizi bitince 5.sezonu tekrar izlicem ve bu kez ayrıntılara daha da dikkat edicem .
Dizi amerika saatine göre yaklaşık 2.5 saat sonra gösterime giricek ve biticek . Ben ve Türkiyedekiler tabii ki altyazılı gecikmeli izlicez . Keşke altyazısız izleme kapasitem olsaydı , o zaman link falan bulur ben de canlı izlerdim ama neyse beklemek de güzel . Bu yazıyı finali izledikten sonra yazsaydım büyük ihtimalle sonuca bağlı olarak yazım şekillenicekti ama 1 bölüm öncesini izlemiş biri olarak sadece ihtimalleri düşünürek yazıyorum . İnternetteki yorumlara baktığım kadarıyla herkes birbirinden farklı düşünüyo ve en inanılmaz olanı da bunların çoğu mantıklı ve olabilir . Tabii kendi düşüncemi yazmıcam ama yorumların bi tanesinde "uyuşturucu üretmek iyi bişey olmadığından sonunda ya ölücek ya da hapse giricek" diyodu . Ben de bu görüşe katılıyorum . Dizi Türkiyede olsa zaten elli kere Türk polisi yakalardı ya da Walter derin devlete hizmet ediyo falan olurdu çünkü bizde sonunda hep polis ve devlet kazanır , belki onlarda öyle olmaz .
Olaylar o kadar enteresan ve mantıklı gelişiyoki 5. sezondaki Walter White ile ilk bölümdekini karşılaştırdığımızda sanki yeni bi insan ortaya çıkmış . Tabii aynısı Jessie için de geçerli . Yani arayı öyle bi ayarlamışlar ki hiç izlemeyen biri ilk bölümü ve son bölümü izlediğinde bu adamların bu hale gelmesi imkansız der ama aradaki bölümleri izleyince nasıl olduğunu anlamadan adamın değişimini kabullenir. Hatta ben olsam daha da kötü biri olurum bile deniliyo yorumlarda (bknz : Walt Skyler'ı öldür!!) .
Son olarak da uyuşturucudan bahsetmek istiyorum . Sonuçta dizi uyuşturucu (meth) üzerine kurulu . İlk bölümde haberde uyuşturucu baskını görüntülenir ve doğal olarak ne kadar yakalanmış , piyasa değeri ne söylenir . Bunun üzerine Walt bu işe başlamaya karar verir ve olaylar gelişir . Bizde de yaklaşık 1-2 yıl öncesine kadar (zamanı tam hatırlamıyorum) uyuşturucu baskını haberlerinde kaç kg yakalandığı ve piyasa değeri söylenirdi . Ama Breaking Bad den sonra sanırım uyuşturucu teşfikini önlemek ve ülkemizde de Walt ların olmasını engellemek için artık sadece kaç kg olduğu söyleniyo , yani artık piyasa değerini söylemek yok . Braking Bad in etkisinden de olucak ki özellikle yabancı kaynaklı ve özellikle Meth ile ilgili belgeseller izledim ve film daha masum geldi bana
"Breaking Bad'i hiç izlememiş kişi çok şanslısın . Önünde izlenmemiş koca bir 5 sezon var . Keyfini çıkar , unutma senin yerinde olmak isteyen çok kişi var (beğendiğim bi yorum)"
15 Temmuz 2013 Pazartesi
Oyun Tavsiyesi - Bioshock Infinite
Merhaba . Ramazanda kod yazarım , pdf okurum , stackoverflow en çok girdiğim site olarak gözükür derken ramazanın ilk haftası biterken hiç pdf okumadım ve okumamak için bahane de kalmadı.
Ramazandan önce biraz rahatlamak için oyun oynayayım dedim ve internette yorumlara bakarak güzel bir oyun seçmeye başladım . Max Payne 1 - 2 -3 ü oynayan biri olarak o tarz bi oyun aradım ve yorumun bir tanesinde "Max Payne'i sevdiysen Bioshock serisini de çok seviceksin!" yazıyordu . Biraz araştırdıktan sonra Bioshock 1 i indirdim ve ara ara oynuyarak bitirdim . Oyun güzeldi , oynanabilirdi ama haritalar çok geniş olduğu için ne yapıcağını anlamak zor olabiliyodu .
Bioshock 1 i bitirdikten sonra internette oyunun yorumlarını okudum . Bioshock 2 yi oynasam mı yoksa başka bi oyun mu baksam derken Bioshock 3'ün (Bioshock Infinite olarak geçiyo) çok iyi olduğunu gördüm . Normalde türkçe içerikli siteler çok tanınmış oyunlar dışında oyunların video incelemesini yapmaz fakat bu oyunun incelemesini yapmışlardı ve yorumlarda da harika oyun olarak geçiyodu . Bioshock 2 yi oynamadan Bioshock Infinite oynasam mı diye düşündüm fakat hikaye koptuk olmasın , Bioshock Infinite de bişeyleri kaçırmayayım diye Bioshock 2 yi hemen bitirdim. Oyun olarka Bioshock 1 den daha kötü ve hikaye benzer . Sadece biraz oynanış olarak ileri gitmiş
Bioshock 2 bittikten sonra da artık sırada Bioshock Infinite vardı . İndirmesi ayrı bir dert oldu çünkü boyutu 15 - 18 gb arasında ve bunu kurması da vardı . Oyunu Bioshock 2 oynadığım zaman indirmeye başladım ve oyun bitmeden indirilme de bitmişti . Oyunu kurdum ve oynamaya başladım . Bi yerden sonra altyazıları ve konuşmaları takip edemiyince türkçe altyazı yaması buldum ve kurdum .
Hikaye mükemmel , çevre harika , modellemeler ve yapay zeka inanılmaz . Oyuna ilk girdiğimde yaklaşık 3 - 4 dakika hiçbir görevi yapmadım , sadece etrafı izledim . Oyunun bir güzel tarafı da milletin yanına gittiğinizde kulak misafiri olabiliyosunuz . Oyunda bolca paralel evrenden söz edilmiş ve bir evrende sahtekar iken diğer evrende halk kahramanı olabiliyosunuz . Bazı görevlerde birini bulmanız gerekiyo fakat o kişi ölmüş . Yardımcınız sayesinde paralel evrene gidip o kişiyle görüşebiliyosunuz . En son 3. derece evrene girdiğimi hatırlıyorum , belki sayamadıklarım da vardır .
Oyunu son kapattığımda düzgün çalışıyodu . Diğer günü açmaya çalıştığımda açılmadı . Sevgili Microsoft disk taraması yaparken oyundan en az 1.5 GB lık bölümü silmişti . Save dosyalarının yedeklerini alarak oyunu tekrar kurdum ve sonunda bitirdim .
Oyunun sonunda mükemmel bir ayrıntı var ve son ana kadar o ayrıntının farkına varamadım . Yani oyunun herşeyini harika düşünmüşler ve uygulamışlar . Oyunu bitirdikten sonra artık ne kadar etkisinde kaldıysam Credits bölümünün hepsini izlemişim . Bayaa bi ekip çalışmış ve karşılığını da almış .
Bu oyundan sonra yine oynamak için Harry Potter oyununu da indirmiştim fakat Windows onu da silmiş . İnternetten oyuna baktım oynamaya değer mi diye ama Bioshock Infinite e 9.5/10 verenler Harry Potter a 5.1/10 vermişler . Yani vakit kaybına gerek yok diyip vazgeçtim .
Büyük oyunlarla işim bittiğine göre artık yavaş yavaş kod yazmak lazım . Sizin de zamanınız varsa Bioshock serisini oynayın derim (2 yi oynamasanız da olur) .
30 Haziran 2013 Pazar
Pedalımda 5 Ülke - İlkokul Hocam İnci Sarıhan
Merhaba . Önceki yazılarımdan birinde bahsettiğim gibi ilkokul hocam olan İnci Sarıhan ve eşi Soner Sarıhan bisikletle bayaa bi ülke dolaşmışlar ve sonunda bunları kitap haline de getirmişler . Çıkacağını duyduğum an gün saymaya başladım . Çıktığı gün Çorlu'da D&R a gidip geldi mi diye sordum . Ama tabii ki gelmemişti ve gelmesi en azından 1 ayı bulurdu . D&R ın sitesinde ise kitap elektronik olarak satılıyodu ve sanırım daha ucuzdu . Yani o an tabletime indirip okuyabilirdim ama kitabı elime alıp bizzat kağıt kokusu duyarak okumak istedim .
İstanbul a geldiğimde aradan zaman da geçtiği için D&R a bi daha gittim ve yeni çıkan kitaplar bölümünde hemen gördüm ve aldım . Aldıktan sonra 3 gün kapağını bile açmak nasip olmadı . Zamanım hep bilgisayarda geçti , boşa geçti , öyle oldu , böyle oldu derken aldığım gibi poşetin içinde kaldı . Bugün de baktım değişen bişey yok , artık okumaya başliyim dedim . Kitap toplam 186 sayfa ve bugün 80 sayfa okudum .
Şuan da gözümün yorulduğunu hissediyorum . Çok sürükleyici bi kitap ve 5 ülke üzerinden yaşadıkları olayları kategorize etmişler . Çok güzel yazmışlar fakat hangi bölümü kimin yazdığı belli değil . Keşke yazını başına İnci ya da Soner yazsalarmış böylece hocamın yazdıklarını daha rahat seçebilirdim . Şu an da anlayabiliyorum hangisini hocamın , hangisinin eşini yazdığını fakat bunu anlama oranım %70 gibi bişey .
Yazıları okumaya başlayınca birazcık kötü hissetmeye başladım , biraz da umutlandım . Kötü hissettim çünkü hocam kısıtlı imkanlarla dünyayı dolaşmaya cesaret ederken ben ( tanıdıklarım da ) her adımı planlamadan hareket edemiyoruz . Ama bu deli cesaretiyle yola çıktıkları anlamında değil tabii , önceden plan yapıyolar ama planlar ne kadar geçek oluyo orası da değişir tabii . Biraz da umutlandım çünkü inci hoca ilkokul zamanında diğer hocalarla hep taksitli ev eşyalarına bakan , tüketim çılgını bir hoca olarak aklımda kaldı . Şimdi ise yaptığı şey mükemmel ve daha da iyisi başka insanları da buna inandırmış . Artık sponsor bulabiliyor .
Şimdi ise Hamburg a uçmuşlar ve yeni bir bisiklet macerası onları bekliyor . Gelişmeleri facebook sayfasından rahatça takip edebilirsiniz. İstanbul da bi alışveriş merkezinde Hollanda başkonsolosu da bulunmuş , kitabı tanıtmışlar . Videosunu buradan izleyebilirsiniz. O zaman final sınavlarım vardı ve hocamı görmeye gidemedim . Normalde bursa da öğretmenlik yapıyo ve yaz tatillerinde de bisikletle uğraşıyolar . Yani bir sponsor bir organizasyon yapmasa göreceğim yok ama göremesem de onun adına seviniyorum ve bana halaa ders vermeye devam ediyo .
Son olarak kitaptaki bir bölümü paylaşmak istiyorum . Çoğu kişinin "dünyayı bisikletle dolaşıcam" diyen birine vereceği cevap hep olumsuz olur . Başına kötü şeyler gelir , yaralanırsın , hasta olursun , en kötü ihtimalle geri dönemezsin (allah korusun) . Bunları onların çevresi de söylemiş elbet ve işin kötüsü Pakistan gezisinde Soner hocanın (o da öğretmen) arkasında canlı bomba patlamış ve bisiklet sayesinde kurtulmuş . İşte orda onlara bişey olsaydıyı kendileri cevaplamış .
İstanbul a geldiğimde aradan zaman da geçtiği için D&R a bi daha gittim ve yeni çıkan kitaplar bölümünde hemen gördüm ve aldım . Aldıktan sonra 3 gün kapağını bile açmak nasip olmadı . Zamanım hep bilgisayarda geçti , boşa geçti , öyle oldu , böyle oldu derken aldığım gibi poşetin içinde kaldı . Bugün de baktım değişen bişey yok , artık okumaya başliyim dedim . Kitap toplam 186 sayfa ve bugün 80 sayfa okudum .
Şuan da gözümün yorulduğunu hissediyorum . Çok sürükleyici bi kitap ve 5 ülke üzerinden yaşadıkları olayları kategorize etmişler . Çok güzel yazmışlar fakat hangi bölümü kimin yazdığı belli değil . Keşke yazını başına İnci ya da Soner yazsalarmış böylece hocamın yazdıklarını daha rahat seçebilirdim . Şu an da anlayabiliyorum hangisini hocamın , hangisinin eşini yazdığını fakat bunu anlama oranım %70 gibi bişey .
Yazıları okumaya başlayınca birazcık kötü hissetmeye başladım , biraz da umutlandım . Kötü hissettim çünkü hocam kısıtlı imkanlarla dünyayı dolaşmaya cesaret ederken ben ( tanıdıklarım da ) her adımı planlamadan hareket edemiyoruz . Ama bu deli cesaretiyle yola çıktıkları anlamında değil tabii , önceden plan yapıyolar ama planlar ne kadar geçek oluyo orası da değişir tabii . Biraz da umutlandım çünkü inci hoca ilkokul zamanında diğer hocalarla hep taksitli ev eşyalarına bakan , tüketim çılgını bir hoca olarak aklımda kaldı . Şimdi ise yaptığı şey mükemmel ve daha da iyisi başka insanları da buna inandırmış . Artık sponsor bulabiliyor .
Şimdi ise Hamburg a uçmuşlar ve yeni bir bisiklet macerası onları bekliyor . Gelişmeleri facebook sayfasından rahatça takip edebilirsiniz. İstanbul da bi alışveriş merkezinde Hollanda başkonsolosu da bulunmuş , kitabı tanıtmışlar . Videosunu buradan izleyebilirsiniz. O zaman final sınavlarım vardı ve hocamı görmeye gidemedim . Normalde bursa da öğretmenlik yapıyo ve yaz tatillerinde de bisikletle uğraşıyolar . Yani bir sponsor bir organizasyon yapmasa göreceğim yok ama göremesem de onun adına seviniyorum ve bana halaa ders vermeye devam ediyo .
Son olarak kitaptaki bir bölümü paylaşmak istiyorum . Çoğu kişinin "dünyayı bisikletle dolaşıcam" diyen birine vereceği cevap hep olumsuz olur . Başına kötü şeyler gelir , yaralanırsın , hasta olursun , en kötü ihtimalle geri dönemezsin (allah korusun) . Bunları onların çevresi de söylemiş elbet ve işin kötüsü Pakistan gezisinde Soner hocanın (o da öğretmen) arkasında canlı bomba patlamış ve bisiklet sayesinde kurtulmuş . İşte orda onlara bişey olsaydıyı kendileri cevaplamış .
22 Haziran 2013 Cumartesi
Mezun Oldum - Part 1
Merhaba . Geçen ay sadece 1 yazı yazmışım ve eğer ki bu yazıyı da yazmazsam blog iyice kapanmış gibi olucaktı . Tek bi konu yok , ama çoğu konu mezuniyet üzerine kurulu
Mezun oldum . Ne öğrendim , ne kadar öğrendim , ne kadar dost kazandım , ne kadar daha kazanabilirdim , ne yapmak içimde kaldı ... İşte bunların herbiri ve hatta daha fazlası ayrı bi başlık olarak yazılabilirdi ama mezun oldum diyip geçiştirmek istiyorum , hem de bütsüz . Şimdi önceden yazdığım ve "Lanet girsin sınavlara" temalı yazılarımı gönül rahatlığıyla tekrar okuyabilirim.
Okul bittiğine göre artık yeni döneme girdim demektir . Askerliğim olduğu için şu an işsiz muamelesi görmüyorum ama işsizlik de çok güzel bişi . Yani "evladım , çalış , para kazan" diyenler beni fazla etkilemicek . Bu konuda ailem de benim kadar olmasa da rahat . Tek sorun evde olduğum zaman bana verdikleri görevler ve sorumluluklar . Bi de tabii yiğenlerimin sabah erken gelip beni uyutmamaları .
Önümüzde Ramazan ayı var ve her yıl olduğu gibi bu ramazan ayı da çabucak geldi . Bu ayda eğer ki çok iyi bi iş olmazsa çalışmayı kesinlikle düşünmüyorum ve tabii ki askerlik de dursun bi kenarda . Kendime göre mesai saati de hazır gibi . Sahur a kadar çalış , sahurdan sonra uyuyabildiğin kadar uyu ve ramazan sonuna kadar aynı şeyi tekrarla . Hatta şimdiden gaza gelerek pdf leri indirdim ve kendime göre sıraya da koyucam . Yani eğer ki planlarıma göre giderse ramazan benim için verimli geçebilir .
Önümde şu an kesin olan şeyler de var . Mesela okulu okuduğum yer olan Çorlu da evi daha dağıtmadık , yani arkadaşlar orda . Bu ay sonunda bir kere daha ve son olarak çorlu ya gidicem . Ayrıca yine bu ay sonunda (umarım aynı güne denk gelmez) ehliyet sınavım var . Tarihi ne zaman şu an hatırlamıyorum ama öylesine gireceğim bi kpss sınavı da var . Okul hayatı bitti ama sınavlar halaa devam ediyo . Herkesin bi dönem içinden geçtiği gibi benim de içimden kolay olduğu için memur olmak geçiyodu ama ne çalışmaya zaman var ne de düzenli çalışacak sabrım .
Şimdilik olanlar bunlar . Çorlu ile işim tamamen bitmediği için çorludan ve arkadaşlarımdan şuan bahsetmek istemiyorum . Ama şu kadarını söylemeliyim sanırım : Çorlu da çok güzel zamanlarım da geçti , özellikle son zamanlarda : Gaza gelip video da kaydettik , bazen sadece kendimiz de söyledik.
1.Video Namık Kemal Üniversitesi birincisi ve aynı zamanda okulun ayrı bi madalya vermesi gerektiği kişi Onur ve muhteşem sesi ( Adam her konuda birinci , sese bakarmısın )
2.si video değil , hatta biz değiliz . Çok söyledik , bazıları çok duygulu söyledi (özellikle Yasin) ama Onur yanımızda olmadığından video çekmedik . Yasin alttaki link facebook ta paylaşıcaktı ama unuttu , ya da mantıklı düşünüp vazgeçti
Mezun oldum . Ne öğrendim , ne kadar öğrendim , ne kadar dost kazandım , ne kadar daha kazanabilirdim , ne yapmak içimde kaldı ... İşte bunların herbiri ve hatta daha fazlası ayrı bi başlık olarak yazılabilirdi ama mezun oldum diyip geçiştirmek istiyorum , hem de bütsüz . Şimdi önceden yazdığım ve "Lanet girsin sınavlara" temalı yazılarımı gönül rahatlığıyla tekrar okuyabilirim.
Okul bittiğine göre artık yeni döneme girdim demektir . Askerliğim olduğu için şu an işsiz muamelesi görmüyorum ama işsizlik de çok güzel bişi . Yani "evladım , çalış , para kazan" diyenler beni fazla etkilemicek . Bu konuda ailem de benim kadar olmasa da rahat . Tek sorun evde olduğum zaman bana verdikleri görevler ve sorumluluklar . Bi de tabii yiğenlerimin sabah erken gelip beni uyutmamaları .
Önümüzde Ramazan ayı var ve her yıl olduğu gibi bu ramazan ayı da çabucak geldi . Bu ayda eğer ki çok iyi bi iş olmazsa çalışmayı kesinlikle düşünmüyorum ve tabii ki askerlik de dursun bi kenarda . Kendime göre mesai saati de hazır gibi . Sahur a kadar çalış , sahurdan sonra uyuyabildiğin kadar uyu ve ramazan sonuna kadar aynı şeyi tekrarla . Hatta şimdiden gaza gelerek pdf leri indirdim ve kendime göre sıraya da koyucam . Yani eğer ki planlarıma göre giderse ramazan benim için verimli geçebilir .
Önümde şu an kesin olan şeyler de var . Mesela okulu okuduğum yer olan Çorlu da evi daha dağıtmadık , yani arkadaşlar orda . Bu ay sonunda bir kere daha ve son olarak çorlu ya gidicem . Ayrıca yine bu ay sonunda (umarım aynı güne denk gelmez) ehliyet sınavım var . Tarihi ne zaman şu an hatırlamıyorum ama öylesine gireceğim bi kpss sınavı da var . Okul hayatı bitti ama sınavlar halaa devam ediyo . Herkesin bi dönem içinden geçtiği gibi benim de içimden kolay olduğu için memur olmak geçiyodu ama ne çalışmaya zaman var ne de düzenli çalışacak sabrım .
Şimdilik olanlar bunlar . Çorlu ile işim tamamen bitmediği için çorludan ve arkadaşlarımdan şuan bahsetmek istemiyorum . Ama şu kadarını söylemeliyim sanırım : Çorlu da çok güzel zamanlarım da geçti , özellikle son zamanlarda : Gaza gelip video da kaydettik , bazen sadece kendimiz de söyledik.
1.Video Namık Kemal Üniversitesi birincisi ve aynı zamanda okulun ayrı bi madalya vermesi gerektiği kişi Onur ve muhteşem sesi ( Adam her konuda birinci , sese bakarmısın )
2.si video değil , hatta biz değiliz . Çok söyledik , bazıları çok duygulu söyledi (özellikle Yasin) ama Onur yanımızda olmadığından video çekmedik . Yasin alttaki link facebook ta paylaşıcaktı ama unuttu , ya da mantıklı düşünüp vazgeçti
21 Mayıs 2013 Salı
Tanışmak istediğim 3,5 yazılımcı < Mimar Aslan - Muharrem Taç - Adem Aktepe - Ahmet Alp Balkan >
Merhaba . Mimar Aslan ile ilgili yazım beklenmediği kadar ilgi gördü ve google aramalarında Mimar Aslan ve kitabı hakkındaki aramalarda gerçekten çok üst sırada ve hatta olumlu veya olumsuz yazı yazanlar bile oldu . Bu kadar ilgi çekmesi beni çok şaşırttı . Ben de mayıs ayını yazmadan geçirmemek için bildiğim , facebook dan takip ettiğim ve tanışmak istediğim yazılımcıları yazmak istedim .
1 - Mimar Aslan : Tabii ki ilk sırada olucaktı . Aslında diğerlerinden çok daha sonra tanıdım , daha az eğitim setini , kitabını okudum ve diğer yazılımcılardan daha iyi kod yazdığını düşünmüyorum ama tanışmak ve gerçek halini görmek isterdim . Belki de görsem çok severim , çünkü bende bazen saçma sapan ön yargılar olabiliyo ve belki bu mimar aslan a da denk gelmiştir . Okulumuza gelmesi planlanıyodu , mayıs ayında gelicek diyolardı ama gelicek mi gelmicek mi bilmiyorum . Eğer ki gelirse kesinlikle tanışmak isterim . Ama bu saatten sonra geliceğini zannetmiyorum çünkü mayıs bitiyo ve haziranda finaller var . Hatta bazı üni ler mezunlarını verdi bile . Yani dışarıda bi yerde olmassa tanışacağımız yok gibi
2 - Muharrem Taç : 1 - 2 yerde karşıma çıktı : Android ADT eğitimi (sıkıcı 2 saat) , metrobüs çıkışı . Ama toplamda 5 dakika bile konuşmamışızdır . İlk android kitabım sanırım onun kitabıydı ve ben de "kitabınızda şu şu şu kısımlar eksik anlatılmış , keşke daha ayrıntılı anlatsaydınız" demiştim gülerek , o da yine gülerek (benden fazla gülerek) "memnun kalmadıysanız paranızı şu an iade edebilirim" demişti . 2. olarak da eğitimde tabii ki kimse birbirini tanımadığı için arkalara ve karışık oturuyodu , o sanırım böyle şeylere fazla alışık olduğu için bize "bizde protokol yok , buyrun öne oturun" demişti (tabii ki gülerek) . İşte orda bende bayaa bi iyi izlenim oluşturdu . Geçenlerde de okulumuza gelip android anlatıcaktı ve onun android anlatması gereken saatte biz pınar hocanın programıyla uğraştığımız için sunuma yaklaşık 30 dakika geç girdim ve girdiğimde başkası başka bi konu anlatıyodu . Ben de anlattı bitirdi heralde diye ön sıralarda onu arıyodum . Ama sunumdan sıkılıp facebook a baktığımda karısının ve kızının sütten zehirlendiğini paylaşmıştı . Tabii ki gelemedi , dinleyemedim ve tabii ki tanışamadım . Ayrıca paylaşımında okulumuzdan özür dilemesi yine ona yakışır bi durum . Umarım onunla da tanışma sohbet etme şansımız olur .
3 - Adem Aktepe : "Merhaba , Ben Adem Aktepe . Bugünkü görsel dersimizde ...." . Ne zaman Adem Aktepe nin adını bi yerde duysam ya da görsem sesiyle birlikte bu cümle aklıma gelir . Çünkü ilk programlamaya başlarken büyük bir hevesle eğitim setlerini izliyoduk ve en fazla eğitim seti olan en iyi kod yazıyo gibi bi durum vardı . Herkes birbirine eğitim seti veriyodu ve bildiğin hoca yarıştırıyoduk . Benim favorilerimden başında da Adem Aktepe var . Kariyervideo.com da yaklaşık olarak bilmek istediğim konuların bütün videolarını izledim ve diğerlerini de izlemesem bile eğitim setim var demek için bilgisayarıma indirdim . Tabii şu an onların yerini filmler , diziler aldı ama zamanında çok güzeldi . Şimdi de eğitim setleri çekiyo ve bence çok da iyi yapıyo . Bi ara ben de eğitim seti çekim diyodum ve eğer çekseydim başlangıç cümlelerim kesinlikle onun cümleleri gibi olurdu . Söylemesem daha iyi sanırım ama eğitim setlerini izlediğim zamanki durumu şu andan çok da iyiydi . İşte o hareketsizlik ve kilo benim gibi birçok yazılımcı adayını korkutuyodur . Bi gün Adem Aktepe ile tanışıp "Merhaba , Ben Metin Ögtem . Bugünkü görsel tanışmamızda ... " diye muhabbete girmek isterim .
3.5 - Ahmet Alp Balkan : Sırf bu çocuk yüzünden bu yazıyı tamamen silebilirim , durumun özeti bu aslında . İnternette ya rastgele ya da bi android projesi ( açık kaynaklı ) sayesinde yaklaşık 1.5 - 2 yıl önce buldum . İşte o günden beri her ay en az 2 kere blog unu takip ederim . Hiçbir eğitim seti , kitabı , kod anlatması yok ama yaptıkları , yapıyor oldukları yüzünden tanışmak istediğim birisi . Benden daha fazla gıcık olmuş ve büyük ihtimalle onu tanıyan birisi onun hakkında blog açmış . Çok çalışmış , başarmış ve başarıları devam eden birisi . Linux kullanmayı seviyo , IOS ve Android için daha aktif uygulamalar yapıyo ama Microsoft da işe girdi ve hemen mezun olur olmaz girdi . Staj yaptığı yerler mükemmel , projeleri güzel bir yazılımcı . Sanırım onunla yakın tarihlerde android programlamaya başladık ( blogdan anladığım kadarıyla ) ama onun yazdığı kodları okuduktan sonra 1 hafta kendime gelemedim ve tam olarak şu psikolojiye girdim . Kenisinin ben fazla beğenmesem de "olla.com" diye foursquare a tam olarak rakip bi uygulaması vardı ve bende bi deniyim dedim . Daha sonra "welcome to olla.com" temalı mail gelince cevap yazim , muhabbet olur dedim ama 1 - 2 ergen mesajından sonra mail atmayı kestim . Tanışma ihtimalim çook düşük çünkü Amerikada çalışıyo ve karşılaşacağımızı sanıyorum . Ama karşılaşıp muhabbet etsek iyi olurdu .
İşte tanışmak istediğim ve inş. bir gün tanışma fırsatını bulabileceğim yazılımcılar şimdilik bunlar . Tabii ki tanıştığım ve mükkemel yazılımcılar da var : Turan Konan , Parvin Gasimzade , Serhat Sarı , Akın Kaldıroğlu , Erdinç Uzun vs .. Hepsinden bişeyler öğrendim , birşeyler kapmaya çalıştım ve sanırım biraz kaptım da .Ve de fark ettim ki hepsi erkek . Ya bayan yazılımcı yok ya da kendilerini tanıtmıyolar . Umarım bi gün ben de çevreme bu konuda yararlı olabilirim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)