12 Aralık 2012 Çarşamba

1 Yıldır IOS Geliştiricisiyim


Merhaba . Apple dan gelen "Renew your iOS Developer Program membership" maili ile geliştirici hesabı üyeliğimin yenilenmesi istendi. Bu da demektir ki 1 yıldır resmi olarak IOS geliştiricisiyim. Bu mail 28 kasım da geldi ve dün (12 Aralık ) günü de işlemleri halledip Apple a geliştirici parasını ödedim ve az saat önce de geliştirici hesabımın yenilendiği maili geldi.

1 yıl önce büyük bi heyecanla geliştirici olmak için düşünürken şimdi 1 yılı tamamlamanın haklı gururunu yaşıyorum sanırım. Mail geldiği an aklıma IOS için harcadığım 1 yılda yaşadıklarım geldi. Bana kazandırdıkları , kaybettirdikleri , hatırlattıkları , yeni hedefler , amaç gibi görünen araçlar falan filan ...

Öncelikle kazandırdıklarına gelelim : İlk olarak maddi kazancından bahsedim . Apple a geliştirici olmak için 99$ ödemek gerek ve "acaba boşuna mı gidicek" diye düşündüm tabii ki . Ama bilgisayar ve türevleri konusunda rahat para harcayan ben sanırım bu konuya fazla yoğunlaşmadım ki hemen gönüllü olarak ödeme yaptım . 1 yıl için 99$ ödedim ama az önce baktığım kadarıyla bunun kat be katını kazanmışım (tabii ki rakam vermicem) . Yani o konuda zararda değilim.
Ama daha da önemlisi manevi katkısı : Bunu zaten bi yerde "Iphone geliştiricisiyim" (IOS denince anlaşılamayabiliyo) dediğinde anlıyosun , çünkü Türkiyede özellikçe çevremde IOS geliştiricisi çok ama çok az . Ayrıca "Android biliyorum " diyerek başvurduğum şirketlerden cevap zor gelirken "IOS geliştiricisiyim" dediğim şirketler sağolsunlar bana staj konusunda yardımcı oldular ve hatırı sayılır bir yüzdeyle şirketlere kabul edildim ama tabii ki 1 şirkette staj yaptım. Aynı özeni iş başvurularında da bekliyorum.

Kaybettirdikleri : Aslında kaybettirdiği olarak görücek bişey yok gibi .En azından şimdilik . Çünkü IOS konusunda ilerlemek istiyorum ama ileride "lanet olsun , nerden bulaştım" dersem o zaman bana bişeyler kaybettirmiş olucak.

Hatırlattıkları : Yeni bir dil öğrendiğim için Erdinç Hocanın derste anlattığı ve benim de "çok saçma" dediğim şeyleri hatırladım . Ben adam sadece bize C# anlatıyo zannederken adam bize alttan alttan mantık anlatıyomuş. İşte o mantıkları hatırlamak , kullanmak bende bi geriye dönüş yaşattı biraz.

Yeni Hedefler : Yeni bişiler öğrenmek , yeni ortamlar görmek yeni hedefleri de beraberinde getirdi. Önceden "bi site açim onunla uğraşim" derken artık başka şeylerin de olduğunu görüyorum.

Amaç gibi görünen araçlar : Hiç unutmam kariyer.net de iş ilanına bakarken IOS geliştiricisi aranıyodu ve ben de ilana bakim demiştim. İlanda işe giren kişiye son model Macbook pro vericeklerini söylemişlerdi ve ben sırf o bilgisayar için o işe girmek istiyodum . Şu an bana çok saçma gelen bişi çünkü o özelliklere yakın bi Macbook um var ve sanırım hevesimi aldım ama o zaman gerçekten sırf onun için o iş bana çok çarpıcı gelmişti (şirketin adı halaa aklımda) . İşte bu 1 yılda amaç edindiğim şeylerin bazılarının araç olduğunu gördüm ve sanırım şimdi de amaç olarak gördüğüm şeyleri ileride araç olarak görücem. Gittiği yere kadar artık.

1 yılı IOS konusunda iyi geçirdim ama tabii ki daha iyi geçirebilirdim . Çünkü her zaman daha iyi yapılabilirdi. Sanırım küçük bi çapta da olsa kutlamayı hak ettim

19 Kasım 2012 Pazartesi

Steve Ballmer - Bilişme Tepki Olarak Doğdum

İşte gördüğünüz bu adam Microsoft u yönetiyo...
Normalde ne Steve Jobs ne de Bill Gates ne de bir başkası için böyle şeyler yazarım ama bu adam gerçekten de blogumda yer almayı hak ediyo.

İşin başına dönücek olursak...


 Windows 8 ve Windows Phone 8 in tanıtımını en az 2 hafta önce bilgisayarıma indirdim ve gözümün önünde olsun diye masaüstüne koydum. Bugün de sınavdan çıktıktan sonra "film izliyim bari" dedim ama bilgisayarımda neredeyse hiç film yoktu ve ben de bari Microsoft un sunumunu izliyim dedim ve izledim.

İlk olarak gözüme çarpan şey tabii ki Steve Ballmer (genel olarak).Microsoft un CEO su olarak bu sunum onun ve şirket için çok önemli ama adam o kadar da özen göstermemiş. Benim fark edebildiklerim :

Giydikleri : Giyim - kuşam dan fazla anlamayan biri olarak milletin ne giydiğine bakmam. Ama bu sunumda giydikleri gerçekten de görülmemezlikten gelinicek gibi değildi.Sanki adam sunuma değil de pikniğe gelmiş gibiydi. Giyim konusu aslında fazla kurcalanmaması gereken bi konu çünkü iş hayatı diyince hep takım falan akıla gelir. Ama bu nedir yaa (Keşke tam olarak görebilseydiniz , o zaman hak verirdiniz.)




İkinci olarak ise konuya hakimliği : Microsoft büyük şirket olduğu için doğal olarak birçok şirketle çalışıyo ve Microsoft ürünleri birçok cihazda çalışıyo. Bu şirketlerden büyük olanların ürünlerinin yeni Windows ile tanıtmak tabii ki bu adama düşüyo.Ama sanırım konuya tam hakim değil ki ekran geçişleri , zoom , swipe , gesture ları tam yapamadı ve bazen 3-4 kere denedi.


Bağırarak bişeyler anlatma : Normalde uygulanan yöntem normal olarak anlatmak , güzel ya da mükemmel özellikeri daha bi vurgulayarak anlatmak . Ama bu adam normalde sesli konuşuyo (rahatsız edecek derecede) , güzel özellikleri anlatırken bağırıyo (küfür yiyecek derecede) , mükemmel özellikleri söylerken de böğürüyo (insanlıktan çıkarcasına). Yüksek sesle konuşmak özgüven göstergesi falan diyenler bi de bu adamı dinlesinler. Ama her konferansta sıklıkla söylenen "we are so excited..." ile başlayan cümlenin hakkını veriyo. Resim de bunun göstergesi. Videoyu izleyenler bana sonuna kadar hak vericek.




Gerçekte nasıldır bilmiyorum ama bu adam bana diğer yöneticilerden daha samimi ve açık geliyo.İşte böyle açık birisinin sözleri acaba şirket içinde ciddiye alınıyomudur. Acaba ona akıl hocalığı yapan birileri , onun bu gazını alan birileri varmıdır gerçekten merak ediyorum. Çünkü bu halleri , bu adamın potansiyel özürlü olduğunu gösteriyo. Böyle birisi acaba şirket kötüye gittiğinde çok büyük kararlar alabilir mi.. Eğer ki iş hayatında da bize göründüğü gibi içtense ve gerçekten de bu kadar eğlenceliyse şirketi gerçekten batma seviyesine taşımaz zaten. Çünkü normalde bir şirket yönetisine bir TV programında sorulmaması istenen soruları bu adama amele bir kişi bile sorabiliyo ve karşılığında da tatminsel bir cevap alabiliyo. İşte size başka bir örnek.




 Eğlenceli ve soru sorulabilir birisi olarak diğer platformlara da açık birisi.Gittiği bir üni. de bir öğrenci "Mac imi imzalarmısınız ? " diye sorduğunda ortamdan uzaklaşmadı ya da hayır diyip azarlamadı. Normalde yöneticilerden beklenmedik bi hareket yaptı ve işin içine mizah da katarak macbook u imzaladı. (Keşke ben de imzalatabilsem) . İşte o video ve tabii ki videonun youtube sayfasındaki ilk 2 yorum çok güzel

 


İşte bu adam bilişim dünyasının yaklaşık yarısını yönetiyo ve bilişim dünyasına tepki olarak mı doğdu , yoksa bilişim dünyası gerçekten böyle birisini mi bekliyodu emin değilim. Ama şu ana kadar adamda "star" ışığı göremedim. İşte onun için burada yer aldı , yani aramızdan biri gibi.

Son olarak da Steve Ballmer ın efsanevi videosuyla kapanış yapmak istiyorum. İlk oynadığı Windows reklamı. O zamandan belli etmiş kendini. Umarım bi gün bi yerde bu adamla karşılaşırım ve umarım 10 dk muhabbet etme şansımız olur.


 



2 Kasım 2012 Cuma

Vakıfbank ın "0" Güvenlikli Sistemi


Merhaba. Gereğinden fazla bankada hesabım var ve bu hesapların çoğunu kullanmıyorum bile. Çoğu yılda 1 ya da 2 kere işime yarıyo o kadar. Bunlardan biri de Vakıfbank ve ben de kışlık elbisesinde para bulan kişi sevincini yaşamak için hesabımı kontrol edim dedim. Ama gel gör ki şifreyi hatırlayamadım. 1. deneme , 2. deneme derken hatırlamayacağım iyice ortaya çıktı ve ben de boş vaktim olduğu için şifremi öğrenim dedim.

Şifreyi unuttum ve büyük ihtimalle yenisini vericeklerdi. Bankaya girdim ve müşteri temsilicisiyle görüşmek için sıra numarası aldım. Sıra bana geldiğinde şifremi unuttum dedim ve benden banka kartı ile kimliğimi istedi ve "telefonun yanında mı" dedi. Telefonum zaten hep yanımda (ayrı bi isyan konusu) ve doğal olarak istediği şeyleri verdim. Benim işlemlerimi yaparken ben de tabii ki ekrana bakıyodum. Sonuçta tam olmasa da bilgisayar mühendisiyiz ve bizim de edicek 1-2 lafımız var .

Ekrana bakarken ilk güvenlik hatasını gördüm.Kullanılan işletim sistemi : Windows XP . Bu işletim sisteminin güvenirliliği zaten sıkıntı , yani hemen virüs bulaşabilir ve en önemli kısmı ise XP ye artık Microsoft destek vermiyo. Yani yeni çıkan bi virüs karşısında Microsoft un Windows XP kullananlar için tek dediği şey "Ne haliniz varsa görün!". Tam emin değilim ama sanırım bilgisayarda antivirüs yoktu. XP yerine windows 7 ya da daha da garanti olarak Linux (belki Pardus) kullanılabilirdi.Daha da kesin çözüm ise paket program kullanmak.

İkinci en büyük saçmalık ise tarayıcı olarak Internet Explorer 6 kullanılması. Internet Explorer ın 10. versiyonu çıktı ve bir sürümden sonra zaten XP desteklemiyo. IE6 bi zamanlar internet cafe lerde popülerdi ve tabii ki çok yavaş. Benim işlemleri yaptığı sırada yaklaşık olarak her 3 işleminden 1 inde tarayıcı donuyodu ve bu beni kanser edebilecek bi durum.

Bir büyük saçmalık ise yavaşlık. İşlemler olurken sayfa o kadar geç yükleniyoki neredeyse 56K modem hızında.Normalde işlemlerin çok hızlı olması gerekir ve işlemler biraz bile yavaşladığında "acaba server ile client arasına biri mi girdi" diye şüphenilmesi lazım. Ama ben "internet çok yawaş heralde" dediğimde sayın müşteri temsilcisi "karşı taraf geç cevap veriyo " dedi.Yani o da bu duruma çoktan alışmış ve kabullenmiş.Yani aradaki konuşmaları birisi izliyomu dinliyomu kimsenin umrunda değil.

Güvenlik konusunda çok fazla "uzman" sayılmayacak biri olarak benim o sisteme yapabileceklerim : keylogger tarzı uygulama ile müşteri temsilcisi , kredi kartı , banka kartı , falan filan şifresi ele geçirmek.
Ağ bağlantısını izleyerek de aynı şeyler kolaylıkla izlenebilir. Bunun için güvenlik görevlisi ile biraz muhabbet kurmanız yeter artar bile.
Bu yazdıklarım Vakıfban Kağıthane Şubesi için geçerli ve sanırım diğer Vakıfbank şubelerinin de bu şubeden hiçbir farkı yok. Eğer ki Vakıfbank tan 100.000 kredi kartı bilgisi ve şifresi çalındığında o listede yer almak istemiyosanız Vakıfbanktan kurtulmaya bakın.

Ayrıca bir başka düşüncem ise Vakıfbank ın güvenlik için hiçbirşey yapmadığı . Eğer ki Vakıfbank tan herhangi bir yetkili bu yazıyı okur ve sistemlerinin ne kadar güvenli olduğunu anlatan bir "otomatik mail" atmak isterlerse mail adresim : metinogtem@gmail.com

Bu arada sonuç olarak söylemeyi unuttum. Bütün bu işlemler sonunda eski şifrem telefonuma mesaj olarak geldi ve mesaj geldiğinde Internet Explorer sayfası donmuştu ve müşteri temsilcisi bana "hee . Tamam geldiyse sorun yok. Burda ben göremiyorum" dedi ve "kolay gelsin " diyerek oradan uzaklaştım ve hesabım boşmuş :(

1 Kasım 2012 Perşembe

Windows 8 ve Yazılımcı Pazarı


Merhaba . Şu an normalde yüzlerce sayfa pdf okumam gerekiyo ama ben kendimi boş bişi yapmadığıma inandırarak pdf okumamak için bunu yazıyorum.

Konumuza gelirsek. Windows 8 ilk olarak Steve Balmer (bu adam ayrı bi yazı konusu , herşeyiyle) ın ağızından kaçtı ve Microsoft tan anında bi yalanlama , düzeltme , kıvırma açıklaması geldi. Ama sonunda Windows 8 çıktı. Windows 8 bildiğimiz Windows lardan değil çünkü artık bir Market i var ve bence bu market olayı bile sadece Windows 8 in çıkma amacı olabilir. Bu market sayesinde insanlar MAC , IOS , Android de olduğu gibi uygulama satabilecek , yayımlayabilecek falan filan .

Bir diğer şey ise windows 8 in fiyatı . Normalde Microsoft her windows çıkardığında fiyatı saçma bir şekilde yüksek koyar ve şirketler bu windows u orjinal kullanmak zorunda olduğu için Microsoft tonlarca para kazanır. Yani burda denmek istenen şu "Şirketler mecbur orjinal alcak , bireysel kullanıcılar orjinal almassa sorun değil , alırsa da bedavadan para gelmiş olur". Ama bu windows sürümünde bundan vazgeçtiler ve daha çok bireysel e yönlendiler. Olması gereken de bu zaten . Şimdi sitelerinde yer alan bir "hata" yüzünden haftalardır windows 29TL ye alınabiliyo. Bu hata bence hiç inandırıcı değil.Aslında bi hata değil de gizliden promosyon bence.

İşte burdaki amaç geliştirici kazanmak . Yani eğer ki uygulama market in varsa bunu dolduracak insan da lazım. İşte bunlar da geliştiriciler.Piyasada birçok geliştirici var ve bunlar hem çalıştıkları kurum adına hem de kendi adlarına uygulama geliştiriyolar ve şirketlerin bu insanları kendi platformları için uygulama geliştirmeye yönlendirmesi lazım.Microsoft da bu yazılımcı pazarında kendi platfromuna uygulama geliştiricek adam arıyo ve bu da bir şirket için çok doğal.

Ben de bi geliştiriciyim ve yazılımcı pazarında stand ın önünde olmasa da arkaya yakın bi yerde yerim var. Bütün platformlara da aynı ciddiyetle uygulama geliştiremeyeceğim için Microsoft un bir "Moco" su olması gerekiyo.Şu an için Microsoft un Windows 8 ine uygulama geliştirmedim ve şu an için öyle bir planım da yok .

Çünkü :
1) Microsoft biraz geç kaldı . Benim şimdi daha çok odaklandığım Android , IOS gibi platformlar var ve bunlarda kendimce yeterli bi seviyeye gelmem lazım . Yani durduk yere vakit ayıramam .
2) Android ve IOS kendini uygulama marketi (AppStore) olarak gerçekten kanıtladı ve Windows 8 daha yolun başında. Microsoft a da o kadar bağlı biri olmadığım için bu kendini kanıtlama sürecinin içinde olamam.
3) Çok saçma olarak Visual Studio paralı (yersen) . Android geliştirirken Eclipse , IOS geliştirirken XCode bedava ama Microsoft efendi uygulama geliştirmem için de para istiyo.

Görüldüğü gibi artık olaylar uygulama marketlerine döndü. Hatta şöyle bişey bile dendi : "Windows 8 zaten markettten para kazanıcak . O 29 TL yi de bi sonraki versiyonlarında almayabilir, Bedavaya verebilirler".

İşte Windows 8 in çıkmasıyla beraber şirketler bu yazılımcı pazarına daha fazla saldıracak ve kendilerine bağlı yazılımcılar arıcaklar. Bize de "oooo piti piti" yapmak kalıyo.

23 Ekim 2012 Salı

Defterde kod derlemek . Dikkat Android içerir !


Merhaba . Ne zamandır bişiler yazmıyodum , bişeyler yazim mantığıyla düşünürken aklıma okulda gördüğüm bi olay geldi ve yazim dedim.

Okulda bu sene sadece 4. sınıflara ders olarak Android programlama gösteriliyo.  Normalde dersin adı Android ya da programlama değil ama hoca kendi insiyatifini kullanarak derste Android anlatıyo ve bence çok da iyi yapıyo . Aslında bu dersin 3. sınıflara da gösterilmesi gerekir ama neyse , o ayrı bi konu.

Dersin sanırım 4. haftasıydı ve ben de kendimce Android in başlangıç kısımlarını bildiğim için derse gitme ihtiyacı görmedim .  Ama 1 aydır derse girmediğim için de "bakalım derste neler oluyo" mantığıyla derse girdim. Hoca gerçekten çok iyi birisi , pratikte işe yarayacak şeyler anlatmaya çalışıyo. Yani ilk izlenim olarak benden bayaa bi artı aldı. Dersi anlatırken doğal olarak kaynak takip ediyo ve yine doğal olarak gösterdiği şeyleri kod üzerinde deniyo . Buraya kadar herşey normal ve bizim üni ye yakışmayacak şekilde güzel

Ama işin ilginç tarafı sınıf arkadaşlarımın bazılarının (isim vermicem) kodları deftere yazması ve gerçekten çok ciddi biçimde yazması. Bazıları bilgisayarını getirmiş ve kodları doğal olarak yazmak ve aynı anda sonuçlarını hocanın sonuçlarıyla karşılaştırmak istiyo. Ama bi de "Onur" başta olmak üzere deftere kod yazanlar var ki ilk anda çok acayibime gitti . Çünkü ben kod yazarken hep otomatik tamamlama özelliğini kullanıyorum ve kodların çoğu kısmını da tam olarak söylemem çünkü gerek yok Eclipse benim yerime tamamlıyo . Sırf otomatik tamamlama özelliği kötü olduğu için Javascript ve PHP de soğumuştum . Bir de Android de fonksiyonlar gerçekten de çok ucun ve tasarıma bağlı olarak kodlar değişiyo . Yani bunları birleştirince deftere kod yazmak "yazıyı bulup , roman yazmaya benziyo"

Tabi ki doğal olarak yapılması gereken dersi Bilgisayar Lab ında yapmak . Ama bizin okulun bi saçmalığı olarak dersler klavye başında değil de defter başında yapılıyo. İşler böyle olunca bilgisayarını getiren bilgisayarıyla , defter alışkanlığı olan defteriyle , derse ziyaret amacıyla gelenler (benim gibiler) de kafasında kodu derliyo .

(Lanet olsun , milletle alay edicektim ama sonunda olay sosyal mesaja döndü , çünkü bizimkilerin bi kahabati yokmuş , yazınca anladım)

16 Eylül 2012 Pazar

E-Ticaret in önündeki En Büyük Sorun : KEYFİYET


Merhaba ... E-Ticaret konusunda çok uzman biri değilim , ama bireysel olarak ebay , gittigidiyor , sahibinden.com da hem ürün aldım , hem de sattım .. Yani bu konuda tecrübelerim var ...
En son olarak hiç ihtiyacım olmamamasına karşın Gittigidiyor da bir ürün çeşidine 3 , 4 ilanda teklif verdim .. Bazılarında geçildim , bazılarında 1 - 2 TL ile kaybettim , ama o kadar da üzülmedim çünkü acil ihtiyacım değildi .. Amacım biraz da "ürün ucuz kapanırsa alırım" tarzındaydı
Yine boş zamanımda teklif verdikten sonra ürün bana kaldı .. Gel gör ki 2 tane aynı ürünü kazandım ... Çok ucuza kapanmadı açık artırma ama yine de makul bi fiyata kapandı ... Ama elimde kazanılmış 2 tane listeleme vardı ve benim 1 taneye bile doğru dürüst ihtiyacım yoktu .. Ayıp olmasın diye standart bir alıcı olarak ucuz ürüne ödeme yaptım ve satıcıya listelemede söylediklerini eksiksiz olarak adresime en kısa zamanda göndermesini istedim .. Tabii diğer ilana ödeme yapmadım .. Ne için diye sorarsanız sonuç olarak cevap belli "KEYFİYETTEN" ....

Daha sonra ödeme yaptığım alıcı bana mesaj attı .. "Tamam en kısa zamanda kargoya vericem" diye .. Aynı günde kargoyu yollaması gerekirken göndermedi .. Ben de sordum niye göndermedin diye ve adam "çok yoğunum , gönderemedim , yarın göndericem " dedi .. Ben de doğal olarak adamın "KEYFİNİ" beklemeye başladım .. Diğer gün de yollamadı , mesaj attım ne oldu diye . Adam cevap olarak "hastaydım , yollayamadım , kusura bakmayın , yarın yollucam dedi".. Ben zaten ürünü boşa aldığımı düşündüğüm için acaba vebal altında kalmadan nasıl ürünün satışını iptal eder , paramı geri alırım diye düşündüm ..

Gittigidiyorda ürünle ilgili işlemde yazdığına göre eğer ki satıcı ürünü 2 gün içinde kargolamaz ise işlemi iptal edebiliyomuşuz .. Ben de Gittigidiyor a mesaj attım ve 2 gündür göndermediğini ve işlemi iptal edip , paramı geri almak istediğimi söyledim ... Gittigidiyor ise konuşmayı uzatıp , bana süre kaybettirdi ve satıcı o arada ürünü kargoladı ... Normalde Gittigidiyor kurallarına göre işlemin iptal olması lazımdı ama olmadı niye ? Tabii ki "KEYFİYETTEN"

Ben de artık ürün kargolandığına göre iş işten geçti , bari aldığım şeyle biraz oynar , ben de satarım dedim ve kargonun takip numarasından takip etmeye başladım .. Ürün Akdenizden bi şehirden geliyodu (unuttum hangisi olduğunu) ve benim evin sorumlu olduğu YURTİÇİ KARGO OKMEYDANI ŞUBESİNE 1 günde geldi ...

Ben de ürün gelicek bari , evden çıkmayim mantığı ile kargonun dağıtımının yapıldığı 1. gün evden çıkmadım .. 2. gün de "Dün gelmediyse bugün kesin gelir " mantığıyla yine evden çıkmadım .. 3. gün de gelmeyince "Artık gidim de bi sorim" dedim .. Gittiğimde bana ürünün dağıtımda olduğunu (3 gündür dağıtıma çıkıyıo ama eve gelmiyo) ve dağıtımdan saat 7 de gelceklerini söylediler .. Ben de "dağıtımdaymış , gelir bugün , gelmezzse de 7 den sonra şubeye gelir alırım " dedim ... Saat 7 ye kadar heyecan içinde (artık ne kadar kaldıysa) bekledim ve kargo gelmeyince şubeye gittim ...

Dağıtımdan sorumlu olan AMCA ya neden dağıtımda gelmediğini sordum . O da "yarın gelicektim" dedi , yani Cumartesi ... Ben de şubenden kendim ürünü aldım ve eve geldim .. Peki kargoyu dağıtan AMCA neden 3 gün bana kargomu getirmedi ?? Tabii ki "KEYFİYETTEN" ..

Yazıdan da anlaşılacağı gibi e-ticaret konusunda keyfiyetten işler çok aksıyo .. Eğer ki ben gereksiz yere 2 tane ürüne teklif vermeseydim adamın ürünü 1 hafta boşu boşuna listelenmiş olmucaktı .. Eğer ürünü aldığım adam  ürünü hemen yollasaydı ben extradan 2 gün beklemiş olmucaktım . Eğer ki dağırımdan sorumlu AMCA kargoyu ilk gün getirseydi ben extra 2 gün beklemicektim ...

Peki ben bu ürünü bir teknoloji mağazasından ya da elden alsaydım bu kadar sorun , bekleme olucakmıydı ?? Tabii ki hayır .. İşte özellikle ülkemizde E-Ticaretin önündeki en büyük sorun bence "KEYFİYET" ve işin kötüsü bunu sadece 1 kişi yada 1 taraf yapmıyo , 2 taraf da yapıyo ve birbirine zarar veriyo ... Yani internetin asıl amacı olan kolay , hızlı ve güvelilir erişime ters düşüyo..

Bu üründen sıkılıp satmaya çalışacağımda da aynısı olabilir .. Umarım ben satana kadar herşey düzelir :)

EKLEME : Bu gün Gittigidiyordan mesaj geldi .. Gelen ürünü onaylamamışım ve ben onaylamayana kadar da para satıcıya gitmez ... az önce onayladım ve satıcı yaklaşık 2 gün boşuna beklemiş oldu .. Neden pekii ?? Cevap belli "KEYFİYETTEN" :)

NOT : RESİMDEKİ YER YURTİÇİ KARGO OKMEYDANI ŞUBESİ VE BİZZAT BEN ÇEKTİM.. ŞUBEYE GİRER GİRMEZ BU BLOG YAZISININ DAHA ACIMASIZINI YAZMAYA KARAR VERMİŞTİM !!

14 Eylül 2012 Cuma

Özgur İngilizce IOS ve Android uygulamasi

Merhaba.. Önceki yazimda ozgur ingilizce ile ilgili 1-2 seyden bahsetmistim .. Simdi gelelim biraz daha teknik ve ozelliklere..
Oncelikle adindan da anlisalacagi gibi ingilizce ogrenme programi... Uygulama temel olarak ezber kartlari ve test mantiginde ... İste bu kismi ingilizce ama ozgur kisi ise isin ugrastirici , uygulamin asil amaci..
Normalde bir ingilizce uygulamasi indirilir . Kelimeler ezberlenir ve uygulama bir oyuna yer acmak icin silinir ..Yani kullaniciyi ceken bir albenisi yoktur.. Ama gunumuzde sosyal medyanın gücünü bilen yadan yavas yavas arkadaslarindan ogrenen birisi olarak uygulamanin sosyal olmasini istedim..ilk sosyallik olarak paylasim var .. Yani kulllanicilar kendi kelime , cumle ya da testlerini paylasir ve kullananlar da bunu paylasani bilir.. Ama soz konusu icerik komik videeo , resim yada tweet olmadigi icin kimse onem gostermez .. Daha dogrusu kimse paylasim yapmak istemez .. Ama ben bunu gec gordum .. Yani o ozellik var ve aktif :) ..
İkinci kisim ise projenin uzamasina yol acan ve halaaa uzerinde iyilestirmeler yaptigim kisim ... CHAT  .. Yani eger ki ingilizce ogreniceksek sadece kelime kartlari , testlerle bu is olmaz ... Ben de bunu gordum ve kendi capimda bir chat sistemi yazdim ... İsin guzel tarafi a bu sistemi fazla degistirmeden hem android hem de ios kisminda kullanabiliyo olmam ...
Şu an uygulamada en çok sevdigim ve diger kullanicilarin da en cok sevdigini bildigim ozelligi chat ..chat sisteminin gelismesini biraz anlatmak gerekirse ve tabii ki planlar ...
İlk olarak sadece ozel chat vardi .. Yani siz online oluyordunuz ve diger bir kisinin de online olmasini bekliyorduuz. .. Eniyi ihtimalle sansa birisi de chat bolumunde olur ve oel chat yaparsiniz..
Daha sonra ise kimsenin ozel chta yapmamasi dolayisiyla ACİK CHAT bolumu ekledim .. Boylece sitelerde olan chat ozelligii gibi herkez ortaya yazabilecekti .. O ozellik uygulanaya biraz canlilik kazandirdi ama hickimse yine denk gelemiyordu.. Yani 1 saat once Hİ yazan insana en erken Ben Hİ yaziyordum kii , tahmin edilecgi uzere muhabbetlerin yuzde 80 i hi , hello , kimse var mi tarzinda geciyodu . Bir diger en onemli sorun ise iceriklerin artmasi ve iceriklerin 0 dan baslayarak yuklenmesi .. Yani eger ki yeni birisiyle konusucaksaniz uygulamanin yapildiktan o gune kadarki konusmalarin yuklenmesini beklemeniz gerekiyodu ve beklemek her zmankotudur..
Bekleme sorununu da cozdum .. Buna gore chat ilk acildiginda en son yazilan 10 icerik goruntulenecek , eger ki kullanici isterse gecmis konusmalari DAHA FAZLA butonuna basarak gorucek ...bu sorun halaaa ios versiyonda var ve en kisa zamanda guncelleme sart . Fakat android versiyonunda coktan cozuldu..
Son olarak da en buyuk sorunlardan biri olan kulanicilarin birbirlerine denk gelememe sorunu.. O sorunu cozmenin en akillica yontemi tabii ki PUSH NOTİFİCATİON fakat adam gibi bir push notification altyapisi hazirliyacak kadar zamanim yoktu , cunku sorunu hemen cozmem lazimdi.. İste osorunun cozumu icin hazir bir API kullandim ve su ana kadar mukemmel olmasada yeterince calisiyo..buna gore eger ki kullanici aksini belirtmedibi taktirden yazilanlari hepsi PUSH NOTİFİCATİON olarak diger kullanicilara gidiyo ... Boylece birisi Hİ yazdiginda ona cevap verecekinsanlar oluyo ... Onun da kucuk sorunlari oldu .. Yani ben hi yazdigimda ddigerlerine gidecek ama 100 kisiye ayni anda gonder demek , programin en az 10 sn donmasi demek .. Bunu da async task ile cozdum ..
Birde tabii chat sistemlerinin olmazs olmazi BANLAMA sistemi .. Yani gerek yok, ingilizçe , ogrenmek ,emek falan derken gerek gormedim amammecbur kaldim ve iyiki yapmisim ... Bu sisteme gore bir kullanici begenmedigi bi kullaniciyi sikayet edebilir , ben de gelen sikayeti degerlendiriim ve uygun gorursem adami banlarim .. Adam da bi daha yorum ekleyemez , sadece okur .. Bu sistemi yaparken suna da karar verdim ki : ben her zaman sistemin basinda olmucam .. Yani millet kufur edicek ama benim haberim is isten gectikten sonra olacak .. İste bu sorunu da cozmek icin soyle bi sistem kurdum .. Eger ki farkli kullanicilardan olmakuzere 3 tane şikayet alan kullanici gecici banlimsayilir .. Boylece olay aninda canli mudahale olur .. Ben de duruma gore , keyfime gore karar verirm ...
Teknikten cok mantik anlattim ama zaten beni biraz da zorlayan taraf da mantik oldu ... Uygulamayla beraber ben de bisiler ogreniyorum l. Su ana kadar uygulamaya 8 tane versiyon yaptim ve googlemplay a yolladim...
Sorular , falanlar , filanlr icin mail adresim : metinogtem@gmail.com